19.06.2018
19.06.2018
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI TEKİN BİNGÖL, 24 HAZİRAN SEÇİMLERİNE BİR HAFTA KALA KAMPANYA SÜRECİNİ DEĞERLENDİRDİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl:
-“Seçim sürecinin Anayasa’nın serbestlik, eşitlik, gizlilik ve dürüstlük ilkelerine uygun olmadığı açıkça ortada”
-“Siyasi tarihimize geçecek en eşitsiz, en haksız ve insan haklarına en aykırı seçim sürecinin son haftasına girdik. Ya bu düzeni değiştireceğiz ya da herkesin sesinin tümden kısılacağı daha karanlık bir döneme gireceğiz”
Cumhuriyet Halk Partisi İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, 24 Haziran seçimlerine bir hafta kala kampanya sürecini değerlendirdi. Seçime gidilen bu sürecin iktidarın ideolojik ve baskı aygıtlarının tümünün kontrolüyle ilerlediğinin altını çizen CHP Genel Başkan Yardımcısı Bingöl açıklamasına şöyle devam etti:
“Türkiye, 24 Haziran’da gerçekleşecek olan seçimlere OHAL koşulları altında, baskı ve antidemokratik uygulamaların her geçen gün arttırılmasıyla gidiyor. Siyasi tarihimizde ilk defa bir Cumhurbaşkanı adayı ve onunla ittifak yapan partinin genel başkanı, kendilerine oy vermeyen herkesi terörist olmakla suçluyor. Türkiye’de ilk defa bir cumhurbaşkanı devletin bütün imkanlarını, bütün aygıtlarını kendisi için seferber ederek seçime gidiyor. Siyasi tarihimizde ilk defa bir cumhurbaşkanı adayı cezaevinde propaganda yapmak zorunda kalıyor.
Türkiye tarihinin en eşitsiz, en adil olmayan seçimine gidiyoruz. Bir tarafta devletin bütün imkanlarını seferber eden, kendisine oy vermeyenleri terörist ilan eden, bütün medyayı kendine bağlayarak rakiplerini gün boyunca terör örgütleriyle ilişkilendiren, devletin televizyonunu parti yayın organına çeviren bir yapı; diğer tarafta ise tüm bunlara rağmen mücadeleyi bırakmayan, kendi imkanlarını sonuna kadar kullanan, demokrasi ve özgürlük için mücadele eden bir muhalefet var.
Kendisine muhalif olan herkesi dışlayan ve ötekileştirenler, 16 yıllık iktidarları sürecinde olduğu gibi seçime gidilen bu günlerde de ulusal ve evrensel bütün yasalara ve insan haklarına aykırı şekilde hareket etmeye devam ediyorlar. AKP, temel insan haklarını dahi hiçe sayarak bir “kampanya” yürütüyor. MHP ile ittifak yapıp, “baskın” seçim kararından bir ay önce seçim yasasını değiştirerek seçim güvenliğini ortadan kaldıranlar, medya gibi önemli bir gücü de baskı altına alıp, OHAL’i yedinci kez uzatmanın ardından baskın seçimi ilan ettiler. Aslında seçim öncesi yaşanan tüm bu olaylar, seçim sürecinin nasıl ilerlediğinin en büyük ispatı niteliğinde. Seçim sürecinin Anayasa’nın serbestlik, eşitlik, gizlilik ve dürüstlük ilkelerine uygun olmadığı açıkça ortada.
Adil, eşit ve dürüst bir seçim ancak hukuk devleti koşullarında gerçekleşebilir. Meclis yetkisinin tümüyle devre dışı bırakıldığı, OHAL KHK’larıyla ülkenin yönetildiği, özgürlüklerin güvence altında olmadığı, medyanın kontrolünün tümüyle iktidarın tekeline geçtiği, muhalif herkesin cezaevine atıldığı, korku ile ülkenin yürütülmeye çalışıldığı bu dönem her şeye rağmen sonlanacaktır. Yaşanılan tüm bu adaletsiz ve hukuksuz uygulamalar AKP’nin kaybetme korkusunun ne denli büyüdüğünün en açık kanıtıdır. AKP, Sayın Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı olacağı ve CHP’nin iktidarı ile sonlanacak olan bu seçimden korkmaktadır.
Siyasi tarihimize geçecek en eşitsiz, en haksız ve insan haklarına en aykırı seçim sürecinin son haftasına girdik. Ya bu düzeni değiştireceğiz ya da herkesin sesinin tümden kısılacağı daha karanlık bir döneme gireceğiz. Nice darbeler, baskılar, karanlık dönemleri geride bırakan halkımız bu dönemi de geride bırakacak ama tarih adaletin üzerine düşen bu karanlığı yazacak.
Her yönüyle tarihi özellikler taşıyan bu seçimde, en büyük mesajı insan hak ve özgürlüklerine, demokratik değerlere bu denli aykırı ve eşitsiz bir kampanya yürüten mevcut iktidara karşı halkımız verecektir. İktidarın baskısına, ötekileştirme çabalarına, yaratmaya çalıştığı OHAL imparatorluğuna boyun eğmeyeceğiz. Kazanan demokrasi ve insan hakları olacaktır.”
31.10.2024
31.10.2024
30.10.2024
30.10.2024