03.07.2010

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN TRABZON’DA YAPTIĞI KONUŞMA (3 TEMMUZ 2010)

Referandum Mitingleri - 03.07.2010 Trabzon

Merhaba Trabzon,

Sizinle beraber olmaktan büyük bir keyif alıyorum. Çünkü ben halka hitap ediyorum. Buraya gelirken biraz geciktik. Umarım bizi bağışlarsınız. Çünkü Trabzon demek Trabzon Spor demek. Önce Trabzon Spor’a uğradık, yöneticileriyle konuştuk, onlarla dertleştik ve verilen sözlerin nasıl yerine getirilmediğini gördük.

Sayın Başbakan buraya gelip bu meydanda defalarca Trabzon Spor’a stadyum yapacağım sözü verdi. Diyebilirsiniz ki, e bir Başbakandır, söz verir sözünün arkasında durur. Ama bu Başbakan öyle bir Başbakan değil. Bu söz verip sözünde durmayan bir Başbakan.

Hiç endişelenmeyin yetim hakkı yiyenlerden hesap sormak bizim birinci görevimizdir. Bunu yapacağız. Öyle siyasete yırtık ayakkabıyla başlayacaksın, ondan sonra köşeyi döneceksin, Kısıklı’da 5 yıldızlı havuzlu villanda oturacaksın ve CHP iktidar olduğunda bunun hesabını sormayacak. Ondan soracağız.

Bu memlekette siyasetçinin bir görevi vardır. Halka verdiği sözün arkasında durmaktır. Yiğit adama düşende budur zaten. Söz verir sözün arkasında durur.

Bakınız; Sayın Başbakan stadyum sözü verdi yerine getirmedi. Biz halkın iktidarıyız, halkın taleplerini dinleriz. İlk başbakanlıkta göreceksiniz stadyum nasıl yapılırmış onu göreceksiniz. Çünkü Trabzon Spor bir devrime imza attı. Trabzon Spor Türkiye kupasını, şampiyonluk kupasını Anadolu’ya taşıdı ve bir devrime imza attı. Trabzon Spor devrimi yaptı. Şimdi Trabzonlulardan bekliyorum, Adanalılardan bekliyorum, Urfalılardan bekliyorum. Halkın devrimini yapacağız, halkın iktidarını kuracağız. Çünkü biz yola halkla beraber çıkıyoruz. Çünkü biz rantın iktidarını değil, halkın iktidarını kuracağız diyoruz.

Bakın burada bir tabela var. Aldatılanlar, kandırılanlar partisi diyor. Onlar halkı aldattılar, onlar halkı kandırdılar, onlar din, iman edebiyatı yaptılar kendileri han, hamam sahibi oldular. Bunu soracağız onlara.

Burada fındığı siz benden çok daha iyi biliyorsunuz. Fındığın bu bölge için ne kadar önemli olduğunu siz benden daha iyi biliyorsunuz. Fındık üretiminde bulunan köylümüz alınterinin karşılığını alıyor mu? Alıyor mu? Hayır deyin ki, sesinizi yükseltin ki Ankara’da Recep bey duysun ve ezberi bozulsun onun. Söyledim bunlar verdikleri sözü tutmazlar, bunlar halkı değil, bunlar kendi ceplerini düşünürler. Yatağa aç giren çocuk halkın iktidarında olmayacaktır. İşsizliği de yeneceğiz, yoksulluğu da yeneceğiz, terörü de yeneceğiz, rahat, huzur içinde yaşayan bir Türkiye’yi kuracağız diyoruz.

Dün Kuzey Irak sınırındaydık. Sınırın sıfır olduğu noktadaydık. Bu ülkeyi bekleyenleri gördük. Yanındaki arkadaşı şehit düşen askerimizi dinledik. Onlar bizim onurumuzdur. Onurumuzu korumakta bizim görevimizdir. Türkiye’de mutsuz bir toplum yarattılar bunlar. Şimdi ben size sormak istiyorum. Bu ülkenin çiftçisi bu yönetimden memnun mu? Bu ülkenin emeklisi bu yönetimden memnun mu? Bu ülkenin esnafı bu yönetimden memnun mu? Bu ülkenin sanayicisi bu yönetimden memnun mu? O zaman Allah aşkına bu yönetimden kimler memnun? Bir avuç rantiye memnun. Biz bu tabloyu tersyüz edeceğiz, halkın iktidarını kuracağız. Halkın iktidarı işçi için, köylü için, memur için, emekli için, esnaf için sanayici için çalışacak. Biz sizler için çalışacağız, sizlerle beraber yola çıkacağız.

Trabzon meydanından söz veriyorum. Fındık borsasını kurmak, fındığı dünyada markalaştırmak, fındık üreticisinin alın terini teslim etmek onun anasının ak sütü gibi ürettiği ürünü satarak, çoluk çocuğunu geçindirebileceği, sağlıklı bir gelir düzeyini sağlamak CHP’nin görevi olacaktır. Şu düzene bir bakın Allah aşkına, şu düzene bakın. Fındık üretiminde dünyada bir numarayız, ekiyoruz, üretiyoruz, çalışıyoruz. Ama birileri üreticinin elinden parayı alıyor. Birileri kazanıyor. Yurtdışındaki spekülatörlere buradaki fındık üreticisini teslim ediyorsunuz. Buna Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında izin vermeyeceğiz. Borsayı kuracağız, üretimi sağlıklı pazarlanması için her türlü olanağı sağlayacağız. Göreceksiniz fındık üreticisi de alnının terinin karşılığını almış olacak.

Bakınız; ben size şunu söyleyeyim. Geçen gün Sayın Başbakan açıkladı. Dedi ki, büyüme çift kat arttı diye. Çift rakamlı arttı diye büyüme. Şimdi ben soruyorum fındık üreticisinin eline geçen para çift kat arttı mı? Emeklinin eline geçen para çift rakamlı arttı mı? Esnafın kazancı çift rakamlı arttı mı? O zaman soru bir bu çift rakamlı artıştan kimler pay kaptı? Mademki bu ülkenin üreticisi almadı, çiftçisi almadı, fındık üreticisi almadı, emeklisi almadı, işçisi almadı, memuru almadı. O zaman kim aldı? Sandık önünüze gelecek ve hep beraber AKP iktidarından bunun hesabını sormaya var mıyız? Var mıyız? O zaman göreceksiniz bu ülke nasıl yönetilirmiş. Size bir soru daha. Temiz siyasetten yana var mısınız? Bu ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu şey temiz siyaset. Bizim görevimiz şu; biz halka hesap vermeyi namuslu bir görev olarak kabul eden bir siyasi anlayıştan geliyoruz.

Şimdi değerli arkadaşlar, ben size fındık dedim de, üretici alın terinin karşılığını alacak dedim de bir oyundan daha söz etmek istiyorum size. Fiskobirlik kimin kuruluşudur? Üreticinindir. Fiskobirliği kim perişan etti? Fiskobirliğe dediler ki sen fındık alma Toprak Mahsulleri Ofisi alsın. O da bu işi becerdi mi? O zaman bize bir görev daha düşüyor. Fiskobirliği eski görkemli günlerine kavuşturmak. Fiskobirliği üreticinin kuruluşu haline getirmek. Fiskobirliğin borçlarını ödemek ve Fiskobirliği fındık üreticisinin alın terini temsil eden bir kuruluş haline getirmek.

Şimdi size temiz siyasetten söz ettim, düzgün siyasetten söz ettim, verilen sözlerin tutulmamasından söz ettim. Bunların temelinde yatan AKP’nin halkı değil kendisini düşünmesidir. AKP’nin fakiri fukarayı değil, birilerini düşünmesidir. Ben size bir soru daha soruyorum. Trabzon’da işsizlik var mı? Emin misiniz Trabzon’da işsizlik var mı? Ama ben size bir soru soruyum. Acaba AKP milletvekillerinin, Sayın Recep beyin çocukları içinde bir işsizlik sorunu var mı? O zaman sormamız lazım nasıl oluyor da bu milletin çocuğu işsiz, senin çocuğun iş güç sahibi?

Bizim felsefemiz şu; biz siyasette zenginleşmeyeceğiz. Bizim için birinci kural halkın zenginleşmesidir. Önce halk zenginleşecek diyoruz.

Şimdi bir şey söyleyeyim. Sizin milletvekiliniz burada Sayın Akif Hamza Çebi bey. Defalarca Plan Bütçe Komisyonunda, defalarca TBMM’deki konuşmalarında 2004’te yaşanan don hadisesinin parasını niçin vermediniz diye soruyor. Hala 196 milyon lira bekliyor. 2004-2010 nasıl oluyor da bu para ödenmiyor. Bunun hesabını soracak mısınız? Soracak mısınız? Ama bakın bir şeye dikkat edin. Bunlar seçim günü gelirler parayı öderler. Ondan sonra sizin hakkınızı verirken seçim günü hakkınızı veriyorlarsa size rüşvet teklif ediyorlar demektir. O rüşveti kabul edecek misiniz? Olay budur. Sizin hakkınızı zamanında verecekler. Zamanında vermiyorlarsa bilin ki CHP gelecek herkesin hakkını verecek. Fındık üreticisinin parasını zamanında ödeyecek. Temel kural budur.

Trabzon sadece sporuyla değil, Trabzon turizmiyle, Trabzon kültürüyle, Trabzon üniversitesiyle bir dünya markası olmak durumundadır. Trabzon bu bölgenin incisi olmak durumundadır. Sizin geçen dönem belediye başkanlığınızı yapan arkadaşımda burada. Siz Volkan başkanı seviyorsunuz değil mi? Volkan başkan size hizmet etti değil mi? Volkan başkan bir dönem Trabzon’da halkın iktidarını kurdu değil mi? Volkan Başkanı tekrar siyasette etkin göreve getirmekte bizim boynumuzun borcudur.

Şu çok önemli. Geçmişteki hatalarımızda ders çıkaracağız. Hepimiz ders çıkaracağız. Bizim hatamız varsa bizde ders çıkaracağız. Onun için söylüyorum seçim geldiği zaman bölünmeyeceğiz, ayrışmayacağız. Bizi bölmek isteyenlere izin vermeyeceğiz ve halkın iktidarını kurmak için çaba harcayacağız. Söz mü? Bakın neden söz istiyorum sizden? Şunun için istiyorum sizden. Bu aldatanlar ve kandıranlar partisi veya adaletten kaçanlar partisi, neden adaletten kaçanlar partisi diyorum? 2002’de söz verdiler, dediler ki dokunulmazlıkları kaldıracağız. Kaldırdılar mı? Peki siz TBMM’de hayali ihracatçı milletvekili görmek ister misiniz? Peki siz TBMM’de ihaleye fesat karıştıran milletvekili ister misiniz? Peki siz milletvekili olarak parlamentoda kalpazan ister misiniz? Peki siz parlamentoda düzgün çalışan, halka hizmet eden, halka hizmet etmeyi namuslu görev kabul eden milletvekili ister misiniz? İşte onun yolu Cumhuriyet Halk Partisidir. Ayrışmayacağız, bölünmeyeceğiz. Bizim inançlarımızla oynuyorlar. Ben söylüyorum buradan, Trabzon meydanından söylüyorum. İnsan inançlarıyla, düşüncesiyle, etnik kimliğiyle Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve başımızın üstünde yeri vardır. İnsana saygı duyacağız, inançlarına saygı duyacağız. Ama insanın inancı siyaset konusu değildir. Siyasetin konusu başkadır. İşsizliktir, yoksulluktur, aştır, iştir, fındık üreticisinin derdidir. Karadeniz’i GAP’a bağlayan Trabzon’dan yol yapmaktır siyasetin konusu. Burayı Karadeniz’in, bu bölgenin incisi haline getirmenin yolu nedir? Hem karayolunu, hem demiryolunu yapacaksınız, Trabzon’u Anadolu’ya, GAP’a bağlayacaksınız siz. O zaman göreceksiniz kardeşlik Türküleri bu coğrafyada nasıl güzelce söyleniyor.

Şimdi size bazı rakamlar vermek istiyorum. Çiftçiye vermediler, emekliye vermediler, işçiye vermediler, memura vermediler ama bakın verdikleri paralardan sonra diyorlar ki herkes güllük gülistanlık geçiniyor. %2 verdiler, %4 verdiler, %5 verdiler ama %6 hiç vermediler. Şimdi ben size rakam veriyorum. Son 3 yılda pirinç %56, mercimek %113 arttı. Et %101. Mutfakta kullanılan tüpgazda %43 zam gördü. Şimdi bu tablo bizim halkımızın kaldıracağı bir tablo mudur? Bu tabloyu yaratanlara biz gidip siyasette oy verecek miyiz? Bunlar ceplerini doldurdular, bunlar köşeyi döndüler, halk yoksullaştı. Bizde diyoruz ki, önce halk zenginleşecek, rantın iktidarını alaşağı edeceğiz diyoruz.

Siz söylüyorsunuz bende dinliyorum. Ama Başbakanlık benim elimde değil. Başkanlık sizin elinizde. Sandık gelecek, Süleyman sizsiniz mühür sizin elinizde olacak. O mührü seçim sırasında Hz. Süleyman’ın adaletiyle kullanmaktan yana mısınız? O mührü temiz siyasetten yana kullanmaktan yana mısınız? O mührü kul hakkı yiyenlerden hesap sormak için, yola çıkanları desteklemek için kullanmaktan yana mısınız? O zaman meraklanmayın. Eğer siz mührü doğru kullanırsanız Ankara’dan sizin sesinizi Recep bey duymuştur ve ezberi bozulmuştur onun. Şimdi sıra geldi başka bir şeye. Ezberini bozmak yetmiyor. Onun düzenini de bozmamız gerekiyor artık. Çünkü biz halkın çıkarları için çalışmayan, halk için mücadele etmeyen, halkın sorununu dinlemeyen, halka sırtını dönen bütün yapıya reddedeceğiz ve karşı çıkacağız.

Çok sayıda gençlik kollarımızdan gençlerimiz var. Trabzonlu gençlerimiz var, kadınlarımız var. Başımızı tacı kadınlarımız var. Siyasette şunu görüyorum. Siyasette kadınlar ve gençler siyasete el koymak üzeredir. Onları göreve çağırıyorum. Trabzonlu yiğittir. Trabzonlu haklının yanındadır. Trabzonlu haksızlıklara karşı çıkmıştır. Trabzonlu Karadeniz’in dalgaları gibi hırçın ve asla ve asla yolsuzluklara prim vermeyen yiğittir. Yıllardır fındık üreticisini sömüren, esnafı perişan eden, emekliyi perişan eden, Trabzon’un kan kaybetmesi için ekonomisini perişan eden AKP’den hesap sormaya var mıyız? Var mıyız? Fazla değil, sandık geliyor hep beraber hesabını soracağız.

Bakınız ben size bir şey daha söyleyeyim. Bu güzel coğrafyada her şeyimiz var. Güneşimiz var, toprağımız var, denizimiz var, ağacımız var, üniversitelerimiz var, her şeyimiz var. Ama bir eksiğimiz var. Helvayı yapacak bir yiğit adama ihtiyaç var. Ama o helvayı yaparken kendisi yemeyecek, halka verecek, hakça dağıtacak, adaleti sağlayacak.

Aramızda emekliler var. Emeklilere sesleniyorum. AKP emeklileri ikinci sınıf yurttaş haline getirdi. CHP iktidarında emekliler bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olacak. Onlara hak ettikleri intibak yasasını çıkaracağız. Hak ettikleri ücreti vereceğiz, hakça bölüşeceğiz, adaleti, geliri, kalkınmayı, refahı topluma yayacağız. Herkes mutlu olacak. Mutlu bir Türkiye yaratacağız. Temel hedefimiz bu. Yani Nazım’ın dediği gibi bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşayacağız.

Hiç meraklanmayın biz yalanın üzerine, talanın üzerine, vatandaşı soyanların üzerine, siftah yapmayan esnafa yarattığı ekonomi politikasıyla dünyasını dar eden bu iktidara mutlaka hesap soracağız, hep beraber soracağız hesabını.

Bizi bekleyen başka yerler var oraya gideceğiz. Unutmayın gönlüm sizlerle beraber. Beraber yola çıktık, beraber yürüyeceğiz, iktidara koşacağız, halkın iktidarını kuracağız. Trabzon’a tekrar geleceğim. Seçimlerden önce geleceğim. İnşallah Trabzon’a Trabzonluların oylarıyla Başbakan olarak da geleceğiz.

Buradan ayrılıyorum ama yüreğim burada, gönlüm burada. Trabzonlularla beraber olacak. Çünkü ben inanıyorum ki Trabzon’un yiğit insanı önce Trabzon’da, sonra Türkiye’de halkın iktidarını kurmak için hep beraber yürüyüşte beraber olacağız, beraber yürüyeceğiz.

Burada bir pankart var. Diyor ki pankartta bizim Kemal diyor. Evet unutmayın bu kardeşiniz sizin Kemalinizdir, sizin için çalışacaktır. Sağolun, var olun diyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum.

Gündem'den Öne Çıkan Haberler