04.02.2018

36. OLAĞAN KURULTAY’DA YENİDEN GENEL BAŞKAN SEÇİLEN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN TEŞEKKÜR KONUŞMASI ( 03 ŞUBAT 2018)

Ankara Spor Salonu’nda gerçekleştirilen 36. Olağan Kurultay’da Kemal Kılıçdaroğlu 790 oy ile yeniden Genel Başkan seçildi.

CHP Genel Başkanlığına yeniden seçilen Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye’yi yeniden çağdaş uygarlığa taşımak için hep birlikte mücadele edeceğiz. Bu bizim namus borcumuzdur. Önümüzdeki süreç, sıradan bir süreç değildir. Zor koşullarda mücadele vereceğiz." dedi.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu yaptığı teşekkür konuşmasında şunları söyledi:

Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Üstlendiğim görevin sorumluluğunu çok iyi biliyorum. Üstlendiğim görev sıradan bir görev değildir. Üstlendiğim görev çok önemlidir. Bu ülkenin her ferdinin hakkını, hukukunu ve adaletini sağlamak için her türlü mücadeleyi yapacağıma sizlere söz veriyorum.

Bugün yaşadığımız ortamda Cumhuriyet Halk Partisine Genel Başkanlık yapmanın sıradan bir olay olmadığını gayet iyi biliyorum. Birilerinin uykusunun kaçacağını da çok iyi biliyorum. Ama biz haklı davamızı, Türkiye davamızı sonuna kadar götüreceğiz. Her zaman söyledim yine ifade ediyorum, adaleti birlikte savunacağız, demokrasiyi birlikte savunacağız, hukuku birlikte savunacağız, birlikte yaşamayı savunacağız. Bizimle aynı dünya görüşünü paylaşmayan insanları da kucaklayacağız. Türkiye’yi yeniden çağdaş uygarlığa taşımak için hep birlikte mücadele edeceğiz. Bu bizim namus borcumuzdur.

Önümüzdeki süreç, sıradan bir süreç değildir. Zor koşullarda mücadele vereceğiz. Hepinizin, ülkesini seven her yurttaşımı, zor koşullarda mücadele verirken yanımızda olmalarını istiyorum. Bizim mücadelemiz 80 milyonun geleceği mücadelesidir, Türkiye’nin geleceği mücadelesidir. Hapishanelerin tıka basa dolu olduğu bir Türkiye’de kimse evinde rahat uyuyamaz. Gazetecilerin hapiste olduğu bir ülkede kimse demokrasiden söz edemez. Askeri öğrencilerin, milletvekillerinin hapiste olduğu bir ülkede kimse demokrasiden söz edemez. Ama biz demokrasiyi yüceltmek zorundayız. Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak zorundayız. Bu bizim temel görevimizdir ve bu millete borcumuzdur. Bu borcumuzu eda edeceğiz.

Türkiye daha önce konuşmamın başında söyledim, Türkiye tarihinin en zor dönemeçlerinden birisini yaşıyor. Hangi siyasal görüşte olursa olsun, insanlar kaygıyla Türkiye’nin bekasından söz ediyorlar, Türkiye’nin geleceğinden söz ediyorlar. O zaman şu soruyu hep beraber sormak zorundayız. 15 yılda Türkiye’yi bir beka sorunuyla kimler karşı karşıya getirdi kimler? İktidardakilerin bunun hesabını vermesi lazım. Biz kendi ülkemizde huzur içinde yaşamak istiyoruz, biz kendi ülkemizde barış içinde yaşamak istiyoruz, biz kendi ülkemizde özgürce yaşamak istiyoruz. Huzuru vatanın bütün topraklarına yayacağız. Bereketli topraklar üzerinde yoksulluk olmayacak. Bereketli topraklar üzerinde her evde, her caddede, her sokakta huzur olacak. Huzurun garantisini ve teminatını veriyorum sizlere.

Bakın, bu akşam 7 şehidimiz var, 6 şehidimiz Afrin’de. Gerçekten de hepimiz çok üzüntülüyüz. Kahraman askerlerimiz, Mehmetçiklerimiz, Peygamber ocağından ayrılıp oraya giden, bayrağımız için, vatanımız için mücadele eden Mehmetçiklerimiz, o askerlere minnet borçluyuz, şehitlerimize şükran borçluyuz. Allah rahmet eylesin diyoruz. Ailelerine ve bütün milletimize başsağlığı diliyoruz. Onların mücadelesi Türkiye mücadelesidir. Onların mücadelesi gelecek mücadelesidir. Onların mücadelesi biz evimizde rahat uyuyalım diye kendi hayatlarını feda etme mücadelesidir. O nedenle bütün şehitlerimize, özellikle Afrin’de hayatını kaybeden kahraman askerlerimize minnet borçluyuz, şükran borçluyuz, Allah’tan rahmet diliyoruz. Ve onlar bizim onurumuz, bizim gururumuzdur. Her zaman ve her ortamda şehitlerin bu toprak için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Biz bu toprakları şehitlerin kanlarıyla suladık. Çanakkale’de de öyleydi, Dumlupınar’da da öyleydi, Afyon’da da öyleydi, Maraş’ta da öyleydi, Antep’te de öyleydi. Dolayısıyla biz mücadelenin ne olduğunu biliriz, Kuvvayi Milliyenin ne olduğunu da biliriz ve birlikte mücadele edeceğiz. Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak, Türkiye’yi beka sorunundan kurtarmanın yolu bizim devletimize ve ülkemize sahip çıkmamızdan geçiyor. Ve hepimizin bireysel olarak tek tek hepimizin çok büyük ama çok büyük sorumlulukları var. Gideceğiz ve bunların hepsini anlatacağız.

Daha düne kadar bir PKK sorunu vardı, şimdi PKK sorunu var, YPG sorunu var, PYD sorunu var, El Nusra sorunu var, IŞİD sorunu var. Bütün terör örgütlerine hem kaynaklık eden, hem bedel ödeyen bir ülke haline geldik. Bunun sorumluluğu ağırdır. İktidardakiler bunun hesabını vermek zorundadırlar. Bunun hesabını hep beraber soracağız, hep beraber.

Biz bütün komşularımızla huzur içinde yaşamak istiyoruz. Hangi rejimi benimsemişlerse benimsesinler, kendi ülkelerinde nasıl yaşarlarsa yaşasınlar ama biz bütün komşularımızla barış içinde yaşamak isteriz. Bütün komşularımızı kucaklamak isteriz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, savaş meydanlarından gelen ve savaşın ne olduğunu en iyi bilen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir’ demiştir. Bugün zorunlu bir tabloyla karşı karşıyayız. Türkiye’nin beka sorunu var. O sorunu başımıza açanlar bugün Türkiye’yi yönetenlerdir. Onun için diyorum bunun hesabını mutlaka soracağız diye. Bu bizim boynumuzun borcudur.

Beni tekrar böylesine zorlu ve onurlu bir göreve seçtiğiniz için hepinize yürekten teşekkür ediyorum.

Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir, adalet mücadelesidir. Ve bu mücadelemizi inançla ve kararlılıkla sona kadar götüreceğiz. Önümüzdeki süreç zorlu bir süreçtir. Bu zorlu süreçte birlikte ve beraber olacağız.

Burada farklı görüşler olabilir, farklı arkadaşlarımız aday olabilir. Ama hiç kimse unutmasın; bizimle beraber aynı paralelde oy kullanmayan bütün arkadaşlarımın benim başımın üzerinde yeri var. Hiçbir ayrım yapmayacağım, hiçbir ayrım.

Biz 80 milyonu kazanmak zorundayız. Hiç kimseyi ötekileştirme lüksümüz yok bizim. 80 milyonu kazanmak, 80 milyonun yüreğine girmek, 80 milyonun güvenini kazanmak bizim görevimizdir. Güveni kazanmak, vatandaşın sorunlarına eğilmek, onun sorunlarına çözüm üretmek bizim görevimizdir, siyaset kurumunun görevidir, sokaktaki vatandaş dertleniyorsa, derdini bize aktarıyorsa biz o vatandaşın yanında olacağız ve onun derdiyle beraber sorununu çözmek için onun derdiyle beraber ortak olarak sorununu çözmeye kilitleneceğiz. Bu bizim temel görevimizdir.

Hepinize en içten şükranlarımı sunuyorum, tekrar var olan, sağ olun diyorum. Bu zorlu görevi size sözüm söz Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlarına yakışır bir tarzda sürdüreceğim. Sağ olun, var olun diyorum.

70 yıllık bir tuğla, 70 yıl önce üzerine CHP yazılmış bir tuğla arkadaşlarım getirdiler, partinin Genel Merkezinde bunu sergileyeceğiz. Evet biz Kuvvayi Milliyeciyiz ve dünyanın en köklü partilerinden birisiyiz. Çünkü biz milli mücadeleciyiz, çünkü biz bağımsızlıktan ve özgürlükten yanayız. Tekrar hepinize şükran borçluyum.


Gündem'den Öne Çıkan Haberler