30.05.2025

Aylin Nazlıaka'dan İnfaz Düzenlemesi Tepkisi: "Cezasızlığa Değil Adalete Dayalı Bir İnfaz Düzeni Oluşturulmalıdır"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Meclis'e sunulan yeni infaz düzenlemesine ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu yasa geri çekilmeli, cezasızlığa değil adalete dayalı bir infaz düzeni oluşturulmalıdır. Kadınların ve çocukların yaşamı sadece siyasetin konusu değil, insanlığın sorumluluğudur" ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Meclis'e sunulan yeni infaz düzenlemesine tepki gösterdiği bir açıklama yaptı. Nazlıaka şunları kaydetti:

"AKP tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve 'Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' adıyla hazırlanan düzenleme, kamuoyuna 'yargı reformu' olarak sunulsa da, içerdiği maddelerle açıkça kadınların yaşam hakkını tehdit eden, suça sürüklenen çocukları cezalandıran, cezasızlığı kurumsallaştıran ve evrensel hukuka aykırı bir yapıya sahiptir.

"Bu yasa teklifiyle birlikte; ilk olarak kadın cinayetlerine cezasızlık sağlanmaktadır"

Teklif kapsamında infaz sürelerinin kısaltılması, denetimli serbestlik uygulamalarının genişletilmesi, cezaların yalnızca onda birinin cezaevinde geçirilmesi gibi düzenlemelerle başta kadın cinayeti ve kadına yönelik şiddet failleri olmak üzere birçok ağır suçun faili erken tahliye edilecektir. Bu düzenleme, fiilen bir örtülü af niteliği taşımaktadır. Bu yasa teklifiyle birlikte; ilk olarak kadın cinayetlerine cezasızlık sağlanmaktadır. 'Kadına şiddete sıfır tolerans' söylemini her fırsatta dile getiren iktidar, bu teklifin 18, 19 ve 20. maddelerindeki düzenlemeler ile kadın katillerine ödül vermektedir. Cezaların büyük ölçüde denetimli serbestlik kapsamına alınması, kadınlara karşı şiddet uygulayan faillerin kısa sürelerde dışarı çıkmalarına ve yeniden suç işlemelerine yol açacaktır.

İkinci olarak, çocuk hakları geriye götürülmektedir. Teklifin 16. ve 17. maddeleriyle çocuk hükümlülerin infazı konusunda yapılan değişiklikler, çocukların yüksek yararı ilkesine ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Daha önce yalnızca çocuk eğitim evlerinde infaz edilen cezalar, artık suçun niteliğine ve süresine göre çocuk kapalı ceza infaz kurumlarında uygulanacaktır. Bu, çocukları rehabilitasyondan uzaklaştırmaktadır. Bu düzenlemeyle Çocuk Koruma Kanunu ve Türkiye'nin taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi açıkça ihlal edilmektedir. Aynı zamanda Anayasa'nın 10.maddesinde yer alan 'çocuklara yönelik koruyucu pozitif ayrımcılık' gereklerine ve 41. maddeye de aykırıdır.

"Hükümlülerin yalnızca onda bir süre cezaevinde kalması, ciddi suçlarda caydırıcılığı ortadan kaldıracaktır"

Üçüncüsü, cezasızlık kurumsallaştırılmakta, toplum güvenliği tehlikeye atılmaktadır. İkinci kez suç işleyenlerin dahi koşullu salıvermeden yararlanabileceği bir sistem yaratılmaktadır. 'Gece infazı', 'hafta sonu infazı' gibi uygulamalar genişletilerek, kamu güvenliği riske atılmaktadır. Hükümlülerin yalnızca onda bir süre cezaevinde kalması, ciddi suçlarda caydırıcılığı ortadan kaldıracaktır.

Dördüncü olarak, toplumsal cinsiyet eşitliği geriye götürülmektedir. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla başlayan hukuki gerileme, bu infaz düzenlemesiyle pekişmektedir. Kadınları koruyan hiçbir maddenin yer almadığı bu yasa taslağı, erken yaşta evliliklerin zeminini güçlendiren, kadınların toplumsal yaşamdan dışlanmasını kolaylaştıran bir zihniyetin devamıdır.

"Yasa teklifi, kadınların, çocukların ve şiddet mağdurlarının hayatlarını tehlikeye atmaktadır"

Bu yasa teklifi, açıkça kadınların, çocukların ve şiddet mağdurlarının hayatlarını tehlikeye atmaktadır. Söz konusu düzenlemenin, kadın cinayetlerini ve çocuk istismarını önlemeye yönelik tek bir koruyucu hüküm içermemesi; aksine bu suçların faillerine erken tahliye imkânı tanıması kabul edilemez.

İktidarı, toplumsal gerçeklikten kopmadan, kamu vicdanını hiçe saymadan hareket etmeye; kadınların yaşam hakkını ve çocukların korunma hakkını temel alan bir infaz sistemini hayata geçirmeye davet ediyoruz. Bu yasa geri çekilmeli, cezasızlığa değil adalete dayalı bir infaz düzeni oluşturulmalıdır. Kadınların ve çocukların yaşamı sadece siyasetin konusu değil, insanlığın sorumluluğudur."