20.08.2019

CHP GENEL BAŞKAN KOORDİNATÖR BAŞDANIŞMANI ERDOĞAN TOPRAK; TÜRKİYE SURİYE’NİN BÖLÜNMESİNİN TAŞERONU OLMAMALI!

CHP GENEL BAŞKAN KOORDİNATÖR BAŞDANIŞMANI ERDOĞAN TOPRAK; TÜRKİYE SURİYE’NİN BÖLÜNMESİNİN TAŞERONU OLMAMALI!
-Rusya, ABD ile Fırat’ın Doğusu mutabakatına Fırat’ın Batısında İdlib’te karşılık verdi!
CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Erdoğan Toprak; “Putin ve Esad Fırat’ın Doğusu için ABD ile yapılan mutabakata Fırat’ın Batısında İdlib’e saldırıları artırarak yanıt verdi. İktidar yanlış üstüne yanlış yapıyor, Suriye’nin bölünmesine zemin yaratıyor” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, yaptığı açıklamada, Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmanın TBMM onayı olmadan uygulanamayacağını, iktidarın gizli pazarlıklarla yetki gaspı yaparak ülkeyi ciddi biçimde riske attığını vurgulayarak şunları söyledi;
“Sekiz aydan bu yana Fırat’ın Doğusuna gireceğini yineleyen iktidar, bir kez daha ABD’nin yaptırım tehditlerine, oyalama taktiklerine boyun eğmek zorunda kaldı. ABD ile varılan mutabakatta güvenli bölgenin derinliği ve uzunluğuna ilişkin bir ifade yok. Bu anlaşma, omurgasını PYD-YPG-PKK’nın oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) güvenli bölgenin gerisine çekilmesi, aksine bu örgütlere ABD şemsiyesi altında varlıklarını güçlendirip, kökleşme imkânı sağlayacak. SDG’nin tekzip edilmeyen açıklamaları, bu örgütlerle ABD aracılığıyla pazarlık yapıldığını açık şekilde ortaya koyuyor. Hepsinden önemlisi, Anayasamızın 92’inci maddesi çiğnenerek, TBMM olağanüstü toplantıya çağrılıp tezkere çıkartılmadan, millet iradesinin onayı alınmadan ülke topraklarına, Şanlıurfa’ya ABD askerlerinin girmesi, ortak komuta merkezi ve ortak harekât gücü anlaşmasına imza atılmasıdır! Bu anlaşma ve imzalar hukuksuzdur, hükümsüzdür! Ülkenin güvenliği, geleceği, halkın oylarıyla seçilmeyen, TBMM üyesi olmadan bakanlığa atanan eski bir devlet memuru, eski genelkurmay başkanının yürüttüğü pazarlıklarla, kapalı kapılar ardında verdiği taahhütlerle ipotek altına alınmaktadır. İktidarın açıklamalarından, mutabakatın güvensizlik üzerine inşa edildiği, ABD ve Türkiye’nin anlaşmaya rağmen birbirine güvenmediği anlaşılmaktadır. ABD ile varılan bu mutabakatın hemen akabinde İdlib’te Rusya destekli Suriye ordusunun harekâta başlaması, ilerleyişini hızlandırması, İdlib’teki TSK gözetim noktalarının kuşatılması hamlesine girişmesi manidardır. ABD ile Fırat’ın Doğusu ve güvenli bölge anlaşmasına mecbur kalan iktidara, Rusya ve Şam yönetimi Fırat’ın Batısında cihatçı terör örgütlerine saldırılarını artırarak 3 milyon Suriyeliyi sınırlarımıza yığma tehdidiyle mesaj vermektedir. Devletin resmi haber ajansı AA, bu saldırılar sonrası bir haftada 124 bin Suriyelinin Hatay sınırımıza geldiği haberlerini geçti. İktidar Fırat’ın Doğusunda ABD’yi, Fırat’ın Batısında Rusya ve Esad’ı idare etmeye çalışırken asıl ülkeyi büyük riske atmakta, cihatçı terör ve mülteci akını tehdidiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Reyhanlı’daki mezarlık saldırıları, mezar tahribatları ciddiye alınmalıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu söyleyen iktidarın uygulamaları, attığı adımlar, imzaladığı mutabakatlar aksine Suriye’yi bölmeye ve parçalamaya yöneliktir. İktidarın çöken Suriye politikasının ülkemize ve bölgeye faturası çok ağır olacaktır. Bu nedenle bir kez daha sınırlarımızdaki her türlü terör örgütüne, cihatçı radikallere ve otorite boşluğuna karşı bir an önce Şam yönetimi ile diyaloga geçmenin önemini ve gerekliliğini vurgulamak istiyorum.”   

Gündem'den Öne Çıkan Haberler