09.02.2019

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI SEYİT TORUN’UN BASIN AÇIKLAMASI

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI SEYİT TORUN’UN BASIN AÇIKLAMASI (9 ŞUBAT 2019)
https://youtu.be/tlLshYILyyM


 “Cumhuriyet Halk Partisi aday belirleme sürecini tamamladı.
Yarın birbirinden değerli adaylarımızı topluca tanıtmak için saat 11.00’de Ankara Spor Salonu’nda bir araya geliyoruz.  Yarınki Tanıtım toplantımız, bir demokrasi şöleni olacaktır.   
Bir şölen ile seçim kampanyamızı başlatmış oluyoruz ve tüm gücümüzle sahaya iniyoruz.
Belediye başkan adaylarımızı, Parti yönetimimiz ve partili arkadaşlarımız da salonda bulunacak. 
Sayın Genel Başkanımız yarın, 12 maddelik Yerel Yönetimler Temel İlkeler belgemizi de kürsüden açıklayacak. Yine hazırladığımız Yerel Seçim Bildirgesini de bu toplantımızda kamuoyuna açıklamış olacağız.
CHP Yönetimi aday belirleme süreçlerinde toplumun tüm kesimlerini dikkatle dinledi.
Seçmenlere sadece hangi ismin başkanlığa en uygun olduğunu sormadık, belediye ve belediyecilik konusundaki kanaatlerini de sorduk.
Gördük ki seçmenler AK Parti belediyelerinden ve bu belediyecilikten memnun değil. Değişim istiyorlar. Seçmenler bir yenilenme istiyor.
Milletimiz yeni belediye başkanları istiyor ama daha önemlisi yeni başkandan belediyecilik anlayışını gözden geçirmesini bekliyor.
Milletimiz Ak Partinin dışlayıcı politikalarından bunalmış durumda. Ak Partili bütün belediyelerde temel memnuniyetsizlik dışlanma üzerine. Belediye hizmetlerinden dışlanma, belediye kararlarından dışlanma, belediye imkânlarından dışlanma.
Milletimiz bunun yanında kendilerini yerelde kanıtlamış ve yükselmeyi hak etmiş yeni belediye başkanları istiyor. Seçme tepeden gönderilmiş, eski isimleri değil belediyeci yerel yönetici istiyor.
İşte bütün bunlar bizim aday belirleme sürecinde yol gösterenlerimiz oldu.
Tüm büyük şehirlerde bir ilçe belediye başkanlığı yapmış ve uygulamalarıyla, politikalarıyla, sorun çözme becerileriyle ve şehirlerini markalaştırabilme özellikleri ile öne çıkmış isimleri aday yaptık.
Örnek veriyorum: İstanbul'da Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü'nde çok önemli işler yaptı.
İzmir'de Tunç Soyer, Bursa'da Mustafa Bozbey, Ankara'da Mansur Yavaş ilçelerinin adlarını Türkiye sınırlarının ötesine duyurdular, ilçelerini markalaştırdılar.
Antalya'da Muhittin Böcek, Adana'da Zeydan Karalar ilçelerini gıpta edilen şehirlere dönüştürdüler. Türkiye’nin en büyük kentlerine gördüğünüz gibi yerel deneyimi ve yerel başarıları olan çok değerli arkadaşlarımızı aday olarak gösterdik.
Adaylarımızın hepsini yarınki toplantımızda daha yakından tanıma fırsatı bulmuş olacaksınız.
Arkadaşlar bu seçim bir yerel seçim. Seçmenler, adaylardan belediyecilik yapmasını, etkili ve yenilikçi bir belediye anlayışını hayata geçirmesini bekliyor. Ak Parti belediyelerinin kayırmacı ve dışlayıcı politikalarından, kaynakları küçük rant çevrelerinin elinde toplayan aç gözlülüğünden kurtulmak istiyor.
Yerel seçimleri genel seçim havasına sokmak yerel politikası olmayanların çaresizliğinden başka bir şey değil. Toplum bunun bir yerel seçim olduğunun farkında ve iki temel talep dile getiriyor.
Birincisi, belediyeler kutuplaşmanın ve dışlayıcılığın değil, bir arada yaşamanın ve kapsayıcılığın adresi olsun.
İkincisi ise içinde bulunduğumuz ekonomik krizden çıkışta çareler üretsin.
Biz bunu başından beri söylüyoruz.
Ekonomi yönetimini eşe dosta damada bırakanlar şimdi tanzim satış mağazası ile bu sorunu çözmeye aday olduğunu açıkladı. Bunu da çok yeni bir buluş gibi sunuyorlar.
Arkadaşlar biliyorsunuz şimdi AK Partinin büyük bir buluş gibi sunduğu Tanzim Satış Mağazalarını biz yıllar önce kurduk.  Buralarda Narenciyeden patatese, sütten ekmeğe kadar temel besin maddelerinin halka ucuz ulaştırılması uygulamasını ilk biz başlattık.  Ancak bizden sonra gelenler bu mağazaları kapattı. AK Partinin bizi  takip etmesi de çok önemli. Çünkü onlar buraları kapatan, buraları satan anlayışı takip ediyorlardı.  Hele hele ülkemizin “devlet et üretir mi, devlet süt üretir mi, devlet şeker üretir mi” mantığından bugüne gelindiğinin de iyi bilinmesi gerekiyor. AK Parti bu mantığın savunucusuydu, şimdi gelinen noktayı değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum.  
Geçen hafta biliyorsunuz Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Büyükerşen, Halk Ekmek büfelerinde ucuz süt satışına başladı.  Yılmaz Büyükerşen’in “Günlük sütü çiftçimizden alıp, halka ucuza satıyoruz"  sözleri tüm televizyonlarda yer aldı. Bunu, yani Yılmaz Başkanımızı da örnek almış olmalarını umuyorum.
Halkımızın yararına yapılan her işi desteklediğimiz gibi AK Partinin bu adımı da eğer söyledikleri gibi yaparlarsa, halka gerçekten bizim gibi ucuza gıda verirlerse destekleriz.  
Arkadaşlar, 
CHP'nin kendini yerel yönetimlerde ve parti örgüt yönetimlerinde kanıtlamış isimleri ülkemizin ihtiyacı olan değişimi dört bir yanda başlatacaklar.
CHP seçmenin yenilenme beklentisine kulak verirken Ak Parti yorgun isimleri sahaya yeniden sürüyor. Eski bakanları, başbakanları, meclis başkanını belediyelere aday yapmak seçmenle alay etmektir. Hayatın doğal akışına aykırıdır bu. Elinde malzeme kalmadığının, insan yetiştiremediğinin bir göstergesidir. Çaresizliğin işaretidir.
Seçmen Ak Parti adaylarının yorgunluğunun ve kendilerine adaylık dayatılmasından duydukları rahatsızlığın farkında.
31 Mart yorgun olanların değil, seçmenin yenilenme beklentisini duyan, hayatın doğal akışına uygun olarak bir üst basamağa çıkacak olanların seçildiği bir seçim olacaktır.
Arkadaşlar AKP yerel seçimi genel seçim havasına çevirmek istiyor ve hatta “devletin bekası” oylanıyormuş gibi bir hava yaratmaya çalışıyor. Genel seçime değil yerel seçime girdiğimizi tekrar etmek istiyorum.
Yerel seçim bildirgemizin ana hatlarını da yarın açıklıyoruz.
Ekonomik krizin vatandaşa etkileri ve Cumhuriyet Halk Partisinin bu konudaki çözüm önerileri üzerine çalıştık. Kim ne derse desin ülkemiz derin bir ekonomik kriz içindedir.  Ancak bugünkü meselemiz krize kimin yol açtığı değil, bu krizden nasıl çıkacağımızdır. İşte bildirgemizde bunun cevabını bulacaksınız. CHP’li belediyeler barınma, gıda, ulaşım, eğitim ve sağlık gibi gündelik hayatta ihtiyaç duyduğumuz tüm alanlarda, daha kaliteli hizmeti daha düşük fiyata sağlayacak.
Yerel Yönetim Anlayışımızı ortaya koyacağımız bildirgede, Yerel Ekonomik Kalkınma Politikalarımız ve Kent ve Çevre Politikaları diğer ağırlık noktaları olacak.  Bildirgemizde yine “Bir arada huzurlu yaşamak için halkçı belediyecilik” söylemini öne çıkarıyoruz.
Ayrıntılı bilgilere ve bildirgenin kendisine yarın sahip olacaksınız.
Arkadaşlar biz,
Hayatı Ucuzlatacağız.
Huzur İçerisinde Bir Arada Hayatın Güvencesi Olacağız.
Ortak Zenginliklerimizi Koruyacağız.
Sürdürülebilir ve Adil Kentler Yaratacağız.
Derman bizde.
Martın sonu bahar!
Ben tekrar tüm aday arkadaşlarımı tebrik diyor, başaracağımıza olan inancımı tekrarlıyor ve sürecin vatanımıza milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Yarın hepinizi ve milletimizi saat 11.00’de Ankara Spor Salonuna bekliyorum. “
Soru- Efendim birkaç sorum olacaktı. Öncelikle Sayın Muharrem İnce adaylara destek vermek için il il, ilçe ilçe geziyor ama eleştirileri de oluyor. Dün yine bir eleştirisi olmuştu, Genel Merkezin yaptığı hatalar Ağrı dağını aştı diye. Öncelikle bunu nasıl değerlendirirsiniz?
Bir diğeri Siverek adayı Mehmet Fatih Bucak, çok yoğun eleştiriler var özellikle parti içinden de. Sayın Veli Ağbaba adaylığı içime sinmedi dedi. Özgür Özel daha önce kendisi hakkında sert eleştiriler yapmıştı, eleştirilerimin arkasındayım Pazartesi bu konuyu MYK’ya getireceğim dedi. Bu açıklamaları nasıl değerlendirirsiniz?
Birde Mersin Çamlıyayla AKP ilçe başkanının dün bir açıklaması olmuştu mevcut belediye başkanımıza hırsız diyorlar ama karşıda da vatan hainleri var onlara mı oy vereceksiniz? Hırsız bizim hırsızımız ona oy verin dedi. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?
Seyit TORUN- Sayın İnce tabi kendi değerlendirmesini yapmıştır. Sonuçta adaylaşma sürecinde birçok veriye, bilgiye dayanarak ve sonuçta belli bir örgütlerimizin değerli değerlendirmeleri de, sivil toplum örgütlerimizin değerlendirmeleri de hepsi bir şekilde bir potaya konulmuştur ve bir adaylaşma süreci gerçekleşmiştir. Tabi burada herkesin kendine göre eleştirisi olabilir.
Diğer konu tabi Fatih Bucak sonuçta Urfa’da il başkanımızın, milletvekilimizin ve oradaki arkadaşlarımızın belli değerlendirmeleri sonucunda aday yapılmasına karar verildi. Sonuçta adaylaşma sürecinde bu bilgiler ışığında oluştu. Yapılan eleştiriler tabi ki, arkadaşlarımızın kendi değerlendirmeleridir.
Tabi AKP ilçe başkanının yaptığı değerlendirme kendilerini açık, net bir şekilde ifade ediyor. Kendi belki hırsızlıklarını tescil ediyorlar ama vatan hainliği konusunda kendilerine tekrar bakabilirler. Bu ülkeyi dış güçlere iradelerine göre yönetmek, bu ülkede ekonomik krizi dış güçlere bağlamak ve bu ülkede bugün gerçekten Sakarya’daki Askeri Tank Fabrikasını Katarlılara vermek acaba neyle ifade edilir? Yani hainlik istiyorlarsa kendilerine baksınlar. Ama hırsızlıklarını demek ki kendileri de tescilliyorlar.
Soru- Efendim iki sorum olacak. Akif Hamzaçebi’nin istifasının ardından çeşitli CHP ilçe yönetimlerinden de istifa haberleri geldi. Sizce bu istifaların nedeni nedir bunu öğrenmek istiyorum.
Bir diğer sorum da CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’de twitter üzerinden bir açıklama yaptı. Süreçle ilgili değerlendirmemi Pazartesi günü yapacağım dedi. Gürsel Tekin’den de bir istifa haberi beklemeli miyiz bunu öğrenmek istiyorum.
Seyit TORUN- Sayın Genel Sekreterimizin Akif Hamzaçebi’nin kendi takdiridir. Tabi ki, kendisi öyle uygun görmüştür. İlçe başkanlarımızın istifasının onun istifasıyla bir alakası yok. Yani o sayısı da çok fazla değil bir iki ilçe başkanı istifa etti. Onların Sayın Genel Sekreterin istifasıyla hiçbir bağlantısı yok.
Gürsel Tekin’in Pazartesi günkü yapacağı açıklama tabi ki kendisi kişisel düşünceleridir. Kendisi çok değerli bir milletvekilimizdir. Artık kendisinin açıklamasını Pazartesi günü bizde izleyeceğiz, dinleyeceğiz.
Soru- Efendim dün Sayın Cumhurbaşkanı Sivas’taki konuşmasında önce kadro isteyenlerin, KİT’lerin bir protestosu olmuştu onlara yönelik sert sözleri oldu. Bir mermi siz kaç para biliyor musunuz dedi. Biz KİT’lere vereceğimiz kadroyu verdik dedi. Gıda enflasyonundan bahsederken de yine milli politikalara bağladı. Mermiden gene örnek verdi biz orada leblebi atmıyoruz dedi. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seyit TORUN- Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı tabi ülkeyi getirdiği bu nokta itibariyle inanıyorum ki, çok büyük bir vicdan azabı içindedir. Aldığı hatalı kararların bedelini Türk milleti ödemektedir. Orada merminin atılmasının gerekçesi de kendisidir. Uyguladığı hatalı dış politikanın getirdiği bir noktadır bizi. Ama tarımda da geldiğimiz nokta ortadadır. Bugün bir Trakya büyüklüğündeki bir alan ekilip dikilmemektedir. Türk çiftçisi gerçekten zor durumdadır. Bir tarım ülkesi olan Türkiye maalesef artık bir tarım ithalatçısı ülke haline gelmiştir. Bugün elbette ki her türlü tehdide karşı ülke olarak karşısında duracağız, mücadele edeceğiz. Elbette ki, Türkiye Cumhuriyeti büyük bir ülke ama acaba şunu da söylemek gerekmiyor mu? Bugün orada mermi atmadan bu kadar yüksek bir askeri harcama yapılmadan, burada ciddi anlamda Türk ordusunu yıpratmadan bir uluslararası siyasi çözüm üretilemez miydi? Dış politikada barışçı bir politikayla bu çözümler bu şekilde barış çerçevesi içerisinde çözülemez miydi? Bunu ortaya koymak lazım.
Bakın biz 24 Haziran’da Ortadoğu Barış İttifakı kurmak için bir öneri ortaya koymuştuk. Hiç dikkate alınmadı. Biz bugüne kadar yaşanılan sorunlarla ilgili gerek ekonomik, gerek dış politika, gerekse diğer sorunlarla ilgili hep çözüm önerileri ortaya koyduk. Ve bunu her ortamda da kendileriyle paylaştık. Ama bunu hiçbir şekilde kayda almadılar, hiçbir şekilde bu önerilerimizi dikkate almadılar ama şimdi sorunları yaşarken bize sadece mazeret üretiyorlar. Bu yapının, bu yönetimin mazeret üretme hakkı yoktur, çözüm üretme hakkı vardır. Vatandaşımız şuanda ekonomik krizin içindedir, ciddi bir sorun yumağının içindedir ve çözüm bekliyor. Bu çözümlerde günlük anlayışlarla olmaz, sürdürülebilir olması lazım. Dış politikanın sürdürülebilir olması lazım, ekonomik çözümlerinizin sürdürülebilir olması lazım. Eğitim, sağlık sorunlarının çözümü sürdürülebilir olması lazım. Sizin elinizde bir insan kaynağınız var ve insanlar işsiz. Haliyle kadro istiyor, iş istiyor. Siz bunları planlamak zorundasınız. Vatandaşı azarlayarak ve yahutta onlara hakaret ederek değil çözüm bularak ifade kullanmak zorundasınız. Vatandaş çözüm istiyor, aşağılanmak ve yahutta hakaret görmek istemiyor.
Çok teşekkür ediyorum hepinize.

Gündem'den Öne Çıkan Haberler