16.11.2018

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ÜNAL ÇEVİKÖZ’ÜN AP İLERLEME RAPORU HAKKINDA YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ÜNAL ÇEVİKÖZ’ÜN AP İLERLEME RAPORU HAKKINDA YAZILI BASIN AÇIKLAMASI
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri tarafından 14 Kasım 2018 tarihinde, Türkiye-AB ilerleme raporunun taslağı açıklanmış ve Türkiye ile müzakerelerin sonlanması çağrısında bulunulmuştur.
Aynı gün Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn da Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki üyelik müzakerelerine son verilmesi çağrısında bulunmuştur. AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Johannes Hahn da geçtiğimiz hafta, "Türkiye'nin AB'ye öngörülebilecek bir tarihte üye olması gerçekçi değil. Türkiye ve AB için uzun vadede yeni yollara girilmesi ve üyelik müzakerelerinin bitirilmesi daha dürüstçe olur" açıklamalarında bulunmuştur.
Kamuoyunda bilindiği üzere, Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinin sonlanması çağrılarının temelini, “Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini yerine getirmekten çıktığı” gerekçesi oluşturmaktadır. Bu konuda, raporun bu tespitinin doğru olduğunun altını çizmemiz gerekmektedir.
Avrupa Parlamentosu, geçtiğimiz yıl kabul ettiği Türkiye raporunda, son anayasa değişikliğinin, mevcut haliyle yürürlüğe girmesi halinde, Türkiye ile AB arasındaki katılım müzakerelerinin resmen askıya alınmasını isteyeceği uyarısında bulunmuştu.
AP, Venedik Komisyonu olarak da bilinen “Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu”nun anayasa değişikliği konusundaki görüş raporunu temel alarak, Türkiye'de yürürlüğe sokulan sözde başkanlık rejiminin “kuvvetler ayrılığı ilkesiyle bağdaşmadığını, bunun da Kopenhag siyasi kriterlerine aykırı olduğunu” savunmaktadır.
Bizim defalarca uyardığımız gibi, bu atipik başkanlık sevdası, Türkiye’yi hem Avrupa’da hem de Ortadoğu’da yalnızlaştırmaya devam edecektir. Açık çağrımızdır: Kopenhag Kriterleri yeniden hayata geçirilmelidir. Türkiye, çağdaş ve demokratik bir hukuk devleti olarak kurulmuştur ve geçtiğimiz 16 yıl boyunca, kuruluş amaçlarından tamamen uzaklaşan bir ülke haline döndüğümüz nettir.
Tek adam rejiminin yaratmış olduğu, yargının siyasallaşması, basın ve ifade özgürlüğünün ortadan kaldırılması, yürütmenin yasama ve yargı üzerindeki kontrolünün artması sorunları bertaraf edilmelidir. Ülkemizde yaşanan insan hakları ihlallerinin önüne geçilmelidir. Ancak, tüm uyarılarımıza, TBMM’deki etkin muhalefetimize kulaklar tıkanmakta ve bu raporlara karşı yürütme makamı üç maymunu oynamaktadır.
Türkiye'de demokratik adımlar atacak bir hükümet yoktur! Bugünlerde AB’ye üyelik hedefinin devam ettiğini ileri süren açıklamalar yapsalar da, bu koşullar altında AB müzakerelerinin başlaması bir fantezi olmaktan öteye geçmemektedir.
Türkiye’nin, Kıbrıs’ın meşru taleplerinin AB tarafından kabul edilmesi hedefinden vazgeçmeyeceğini kabul ettirmesi gerekmektedir. Bunun için ise ilişkilerin devam etmesi şarttır.
Son olarak, raporun Suriyeli sığınmacılar konusunda, AB devletlerine yükümlülüklerini yerine getirme çağrısı oldukça önemlidir. Türkiye’nin de AB ile ilişkilerde ülkemize göç etmiş olan Suriyelilerin insan haklarını hiçe sayan anlayışa son vermesi gerekmektedir.
Bütün muhalif seslerin bastırılmaya çalışıldığı bu dönemde, AB ile müzakerelerin sonlandırılması Türkiye'yi demokrasiden, insan haklarından ve hukukun evrensel değerlerinden daha da uzaklaştıracaktır. AP’nin müzakerelerin sonlandırılması çağrısını ve bu suretle Türkiye üzerindeki baskısını yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, bir Tek Adam Cumhuriyeti değildir, olmamalıdır.

Gündem'den Öne Çıkan Haberler