11.09.2018

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN AÇIKLAMASI

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN AÇIKLAMASI
(11 EYLÜL 2018)
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Merkez’de yaptığı basın toplantısında şunları söyledi:


DERDE DERMAN OLMAK YERİNE
Dün Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Sözcüsü Sayın Ömer Çelik MYK sonrası yaptığı basın toplantısında 36 dakika konuşmuş. 36 dakikanın 17 dakikası yani yarısından fazlası Cumhuriyet Halk Partisi ve Kılıçdaroğlu eleştirisine ayrılmış. Çelik, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin İl Başkanları toplantısı ibretlik” diye başlamış, hezeyan içinde ağzına geleni söylemiş. Öyle anlaşılıyor ki bunlar MYK toplantılarında milletin sıkıntılarını, bugün içinde bulunulan ekonomik krizi konuşmak yerine, milletin derdine derman olmayı konuşmak yerine Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’nu çekiştirmişler.
O CENAHTA FİLM KOPMUŞ
Sayın Erdoğan’ın yönetiminde Adalet ve Kalkınma Partisi özellikle kendisi eleştirildiğinde eleştirenleri hemen bir FETÖ’cü ya da diğer terör örgütleriyle ilişkili olduğuna dair yafta yapıştırıveriyor. Amaç suçlamak, sindirmek. Tek adam yapıcı da olsa bir eleştiriye tahammül edemiyor. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı “demokrasiyi getirmek için mücadele edeceğiz” diyor. “Bu görev öncelikle bize düşer” diyor. “Kuvayı Milliyecilere düşer” diyor. Başka Tayyip Erdoğan olmak üzere hiç kimsenin Cumhuriyet Halk Partisi’ni sindiremeyeceğinin altını çiziyor, AKP’nin partimizi etkisizleştirme siyasetinin işe yaramadığını ve yaramayacağını da gösterince anlaşılan o cenahta film kopmuş.
YILLARCA ORTAKLIK YAPMADINIZ MI?
Milletimiz şunu bilsin, bir daha söylüyorum, kimse Cumhuriyet Halk Partisi’ni sindiremez. Devlet kuran, milletin iradesinin, özgürlüklerinin her bir ferdinin yaşam biçiminin yılmaz savunucusu olmaya devam edeceğiz. Siz FETÖ’cülerle kol kola yıllarca ortaklık yapmadınız mı? “Ne istediniz de vermedim” diyeceksin, “beraber yürüdük bu yollarda” diyeceksin, “yurda gel artık” diye zırıl zırıl ağlayacaksın, sonra rant kavgasına tutuşup yıllarca ortaklık yaptığın kişileri terörist ilan edeceksin. Bu teröristlere Türk Silahlı Kuvvetleri içinde önce atama süreçlerinde yazdığın muhalefet şerhleriyle, sonra da yaptığın atamalarla darbe yapacak gücü vereceksin. Hain bir darbe teşebbüsünde bulunduklarında önce “hata yaptık Rabbim affetsin” diyeceksin, ondan sonrada “bu bize Allah’ın bir lütfu” diye devam edeceksin. Neden bu size Allah’ın bir lütfu? Çünkü sizin de onun arkasından sivil darbe yapıp rejimi değiştirmenizin önünü açtığı için herhalde. Devleti parti devleti yapıp mühürsüz oylarla yaptığınız referandumlarla tek adam rejiminin önünü açmadınız mı? OHAL’in de bir hukuku vardır, siz onu da bırakmadınız. Adeta haksızı haklı yapmak için özel bir çaba sarf ettiniz.
MİLLETİN ARKASINA SAKLANDINIZ
Birde tankların önüne çıkma hikâyesi var. O gece sizler ortağınızın hain darbesini önlemek için kimsenin önünde değildiniz. Uçaklarda, tünellerde saklandınız. Ne zamanki kahraman silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz ve aziz milletimiz darbecileri bertaraf etmeye başladı siz ortaya çıktınız. Yani siz milletin önüne geçmediniz, milletin arkasına saklandınız. Partimiz ve Genel Başkanımız bunları milletimize anlattığı zaman her zaman olduğu gibi trol ağzıyla karalama kampanyasına başlıyorsunuz.
GENEL BAŞKANINIZA HAKSIZLIK EDİYORSUNUZ, ÜSLUPSUZLUK REKORU SİZDE
Siyasette üslupsuzluk rekorunun kime ait olduğu meselesine gelirsek arkadaşlar, bence Adalet ve Kalkınma Partisinin Sözcüsü hem kendisine, hem de çiftçimize dahi kalkıp “al ananı da git” diye hitap eden Genel Başkanına haksızlık ediyor. Bu rekor hiç tereddütsüz Türkiye’de bu rekor açık ara kendisine ve Genel Başkanına aittir.
KENDİ MİLLETVEKİLLERİNE KULAK VERSİNLER
Bir de partimizin içişlerine müdahale etme cüretinde bulunuyorlar. Parti Meclisimize kim katılacak, kim katılmayacak bunu söyleme izansızlığı noktasına geldiler. Bence bizi bırakıp biraz kendi partilerine kulak versinler. Onların vekillerinin ekonominin hanedan damadına emanet edilmesiyle ilgili görüşleri ne bunu bir alsınlar. Atanmış bakanları seçilmiş vekillerin önüne geçiren, kerameti kendinden menkul bu protokolle ilgili olarak milletvekilleri ne diyor bunu bir dinlesinler. Kendi iktidarı için partisini ikinci plana Cumhurbaşkanının atmasının, kendi grubunu, parti grubunu sarayın meclisteki bürosu gibi kullanmasına kendi milletvekilleri ne diyor bir otursunlar dinlesinler. Bizim partimizle ilgilenmeyi bıraksınlar.
MİLLETTEN KOPTUNUZ
Dünde söyledim millete 24 Haziran öncesi ne dediler? “Ayın 24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır görün.” Millet size yetkiyi verdi, elinizi artık tutan yok, tek adamsınız ama enflasyon hortladı, faiz patladı, Türk Lirasının değeri serbest düşüşe geçti ortalıkta tık yok. Aspirin tedavisi. MYK’nızda Kılıçdaroğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni tartışıyorsunuz, milletten koptunuz, milletin meselelerini tartışmıyorsunuz, aylık 37 bin Türk lirası artı KDV’ye kiraladığınız lüks araçlarda gezip smoothie ve efuli içiyorsunuz, millete de aspirini dayıyorsunuz.
NE MENDERES’E NE POLATKAN’A NE ZORLU’YA SAYGINIZ VAR
Bir de Yassıada meselesi var. “Yassıada’yı demokrasi ve özgürlük adası yapacağız” dediniz, yapılan otel ve kongre merkezi oldu. Sizin demokrasi ve özgürlükten anladığınızda yine beton ve rant çıktı. Sizin ne Menderes’e, ne Polatkan’a, ne Zorlu’ya, ne demokrasiye saygınız var. Bu isimler bizim partimizin de isimleri. Rahmet İsmet İnönü’nün bu isimlerin asılmaması, kendi çocuklarımızın asılmaması için ne kadar çaba gösterdiğini tarih gayet iyi yazıyor. Biraz tarih okusanız Cumhuriyet Halk Partisinin bu konudaki yaklaşımını görme imkanını bulurdunuz. Bırakın bizimle uğraşmayı.
EKONOMİYİ SAVUNMASIZ BIRAKAN KİM?
Genel Başkanımız size milletin derdine derman olacak 13 maddelik bir önlem paketi önerdi. Teşekkür edeceğinize bizi döviz baronlarıyla işbirliği yapmakla suçladınız. E o zamanda kendisi dedi ki madem döviz baronlarıyla işbirliği yapıyorum beni mahkemeye ver dedi. Beni mahkemeye ver ben kimin döviz baronu olduğunu gösteriyim dedi köpürüverdiniz. Ülkeyi borca batırıp emir alır hale getirdiniz. Şimdi diyorsunuz ki “biz ekonomiyi iyi yönettik, suçlu olan bana emir veren.” Ekonomiyi bunların karşısında bu kadar savunmasız bırakan kim, bu kadar kırılgan hale getiren kim?
KURBAĞANIN GÖZÜ PATLADI
Genel Başkanımız size 9 soru sordu cevap yok. Bunlara, emperyalizme hiçbir zaman boyun eğmeyen milletimize emir verme cüretini veren kim değerli basın mensupları? “Tedbir al bunları elinin tersiyle gönder” diyoruz hiçbir şey yapmıyorsunuz. Kurbağanın gözü patladı. Siz sadece konuşuyorsunuz. Dış güçler, Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi şunlar bunlar. Londra’dan, New York’tan borç bulamazsak Çin’den, Katar’dan alırız demeler. Aile boyu yurtdışı ziyaretler, el sıkışmalar, şaşa debdebe yaptığınız bu. Yani ortada başka bir şey yok. Söylüyoruz, ekonomiyi gereği gibi, gerektiği gibi tahkim edin, oyalamacılık, lafçılık, rantçılık yapmayın, milletin derdine derman olun.
HİÇ BİR ŞEYDEN HABERLERİ YOK
Dün bakıyorum AKP Sözcüsü şunu demiş; “önemli olan burada işleyen bir piyasa ekonomisine sahip olmamız.” İşte bu hiçbir şeyden haberleri olmadığını gösteriyor. Piyasa falan kalmadı arkadaşlar. Üç gün sonrasını göremeyen tüccar fiyat veremiyor. Yerel basın kağıt alamıyor, kağıt bulamıyor. Vadeli satış denen bir şey kalmadı. Her şey peşinle, nakitle alınıp satılıyor. Tekrar söylüyorum kurbağanın gözü patladı arkadaşlar. Bakın Habur sınırında un kamyonları bekletiliyor. Panik içinde bir sürü yanlış karar alıyorlar. Daha önceden bağıtlanmış kontratların yerine getirilmesiyle ilgili ihracatların yapılmasına izin vermiyorlar. Buralarda çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıyayız. Konkordatolar, iflaslar, arkadaşlar daha hala buradan dönülebilir ama tedbir alınırsa. Ama ortada tedbir yok, sabahtan akşama kadar Cumhuriyet Halk Partisini, Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanını nasıl etkisiz hale getirebiliriz diye konuşuyorlar. Başka da anladığım, gördüğüm kadarıyla bir iş yapmıyorlar.
Teşekkür ediyorum. Soru var mı?
Soru- Efendim dün Muharrem İnce katıldığı bir televizyon programında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için kapıyı kapatmadı. Daha önce kendisinin Cumhurbaşkanı adayı olacağını yine ifade etmişti. Ama bu kez şu olmam, bu olmam şeklinde bir ifade kullanmam dedi. Bu yönde bir düşünce var mı, toplantıda gündeme geldi mi MYK toplantısında da çünkü yerel seçim masaya yatırılmıştı? Birde o olağanüstü MYK toplantısında gerçekleştirilen simülasyonda Tekirdağ dahil 9 belediyenin kaybedilebileceği şeklinde bir yorumun yer aldığı belirtiliyor ne dersiniz?
Faik ÖZTRAK- Şimdi Sayın İnce tabi Cumhuriyet Halk Partisinin Cumhurbaşkanı adayı. Her tarafa, her yere aday olma hakkı var. Dolayısıyla bununla ilgili daha fazla bir şey söyleyemem. Ama diğer konuyla ilgili olarak, arkadaşlar bende bunu izledikçe şaşırıyorum. Şimdi Abdülkadir bey Sayın Selvi bir güya kendi araştırma yapmış diyor ki en sonunda yazısının işte Tekirdağ başta olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi şu kadar yerde oy kaybedecek. Yine bugün bakıyorum işte Tekirdağ’da şöyle olacak, Tekirdağ’da böyle olacak. Arkadaşlar, Tekirdağ niye bu kadar çok ortada biliyor musunuz? Ben Tekirdağ milletvekiliyim size söyleyeyim. Tekirdağ Sayın Erdoğan’ın sıfır çektik dediği tek il. Bu benim içimde ukdedir dediği tek il. Dolayısıyla Tekirdağ üzerine özel bir harekat düzenlemiş görülüyor. Ama bende diyorum ki, o ilin milletvekili olarak Halep oradaysa arşın burada. Siz bir türlü Halep’i bulamıyorsunuz ama biz arşını gayet iyi kullanırız. Geçen defa Tekirdağ’da 12 – 0 sıfır yaptık. Bu defada 12 – 0 yapacağız. Aç tavuklar kendilerini darı ambarında sanmasınlar. Meydan boş değil, Tekirdağ’da da, diğer söylenen 9 ilde de Cumhuriyet Halk Partisi bütün seçimleri alacak.
Zaten bakın arkadaşlar, bugünkü sıkıntının nedeni ne? Bugünkü sıkıntının nedeni iktidar artık mahalli idare seçimlerinde başına geleceği görmeye başladı. Bunu gördüğü için seçimlere kadar Cumhuriyet Halk Partisini etkisizleştirmek istiyor. Cumhuriyet Halk Partisinin içerisinde bir kavga çıkması için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bunlar bize sökmez, biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz, burası Cumhuriyet Halk Partililerin partisi. Dolayısıyla bu çabaların hiçbir etkisi olmayacaktır ve Cumhuriyet Halk Partisi önümüzdeki yerel seçimlerde çok yüksek bir oy alacaktır ve bundan sonrada özellikle tek adam parti devletinin frensiz, kontrolsüz, dengesiz gidişinin önüne geçecektir. Ve tabi ki, milletimize en iyi hizmetleri bizim belediyelerimiz hep böyledir, biz belediyeciliği biliriz, en iyi hizmetleri vermeye devam edecektir.
Soru- Efendim tedbirler neler olabilir sıralayabilir misiniz? İkinci bir sorumda Habur’da bekletilen un yüklü 2 bin tıra ilişkin sizin öneriniz nedir?
Faik ÖZTRAK- Şöyle, tedbirleri zaten söyledik. Yani dedik ki, Türkiye’nin temel problemi yönetime güven kalmamıştır. Yönetime güven kalmadığı için yönetimin bugüne kadar yaptığı hatalardan geri dönmesi lazımdır. Başta liyakatin yerine sadakatin alması konusu olmak üzere Türkiye’de artık oyunun kurallarının değiştiğini, demokrasinin daha güçleneceğini, hukuk devletinin daha güçleneceğini, borçlanmaya bir sınır getirileceğini, ülkenin borç batağından kurtulacağına dair önlemleri sıraladık. Sayın Genel Başkanımız sıraladı. Bizce bunlardan başlanması doğrudur diye düşünüyoruz. Tekrar söylüyorum, sorunumuz güven sorunudur. Bu güvenin geri gelmesi içinde bu oyunun bugüne kadar Türkiye’ye olan güveni kaybettiren oyunun kurallarının değiştiğini göstermemiz lazımdır. Başka ne demiştiniz?
Soru- Habur’da bekletilen tırlar?
Faik ÖZTRAK- Şimdi burada yani bu kontratları imzalamışlar, unlar kamyonlara yüklenmiş kapıya gelmiş siz yasaklamışsınız un ihracatını. Dolayısıyla en azından kontratları yapılmış olanların kontratlarını yerine getirmelerine izin vermek lazım diye düşünüyorum. Ama bakın şunu söyleyeyim, şimdi iktidar üretici fiyatlarını baskı altında tutmak suretiyle örneğin buğday fiyatlarını baskı altında tutmak suretiyle tüketiciye fiyat artışlarını yansıtmak istemiyor. Doğru bir çabadır. Ama bunu yaptığınız zaman üreticiyi mağdur ediyorsunuz. Yani üreticinin gübresi yüzde 100 artacak, üreticinin ilacı yüzde yüz artacak, mazot artacak, tohum artacak ama üreticinin malının fiyatı artmayacak. O zaman bu şu demektir, önümüzdeki dönemde çok ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıya kalırız. Ha siz şimdi fiyat artışları tüketiciye yansımasın mı istiyorsunuz? Takatiniz varsa, bütçede para kaldıysa har vurup harman savurduğunuzdan bütçede para kaldıysa üreticiye verdiğiniz destekleri arttırın. Gübre fiyatını düşük tutun, gübre sübvansiyonunu arttırın, mazotu arttırın, ilaca destek vermeye başlayın. Bunları yaparsanız o zaman üreticiyi de mağdur etmezsiniz. Ama bunu yapmayıp ilaç lobisine istediğin gibi fiyatı arttır de, gübre lobisine istediğin gibi fiyat arttır de, al bunları üreticinin sırtına yükle ondan sonrada bu fiyat artışlarının tüketiciye yansımasını engelliyorum de. Böyle şey olmaz. Bugün engellersin ette olduğu gibi, yarın yiyecek ekmek bulamazsınız.
Onun için hep söylüyoruz oturup da MYK’larında bizimle uğraşmayı bir yana bıraksınlar akil insanları çağırsınlar otursunlar memleketin derdine nasıl çözüm bulacaklarını düşünsünler. Şu ekonomik ve sosyal konseyi de biran önce toplasınlar. Orada aklın akıldan daha üstün olduğunu, sıkıntıyı her gün yaşayan kesimlerin kendilerine çok daha iyi yön vereceğini görecekler.
Soru- Ömer Çelik dava açacaklarını da söyledi hani Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu döviz baronları ve diktatör sözlerine dava açacağız dedi.
Faik ÖZTRAK- İşte Genel Başkanımızda ellerinden geleni artlarına koymasınlar o davada benim döviz baronlarıyla ilişkim olmadığını ama Man adalarında şirket satarak döviz kazananların, bunların vergisini kaçıranların kimler olduğunu açıklayacağım diyor.
Peki, teşekkür ediyorum arkadaşlar. 

Gündem'den Öne Çıkan Haberler