22.05.2019

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI (22 MAYIS 2019)

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI (22 MAYIS 2019)
https://youtu.be/5MEQAAQryPo


CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
Seçimi çalmaya dönük siyasi kumpasın düğmesine basıldığı 3 Nisan’dan buyana tam 49 gün geçti. Kul hakkının yendiği, sandık darbesinin yapıldığı 6 Mayıs tarihinden bu yana ise 16 gün geçti. Çalınan minareye uydurulacak kılıf için Yüksek Seçim Kurulunun 7 üyesi tam 16 gün bekledi. Sonuçta, Sarayın önceden haber verdiği metni imzaladılar ve bugün muhalefet şerhlerinin de konmasıyla birlikte Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal eden gerekçeli kararı yayınlandı.
MIZRAK ÇUVALA SIĞMAMIŞ, MİNAREYİ ÇALAN KILIFINI UYDURAMAMIŞ
Ancak daha bakar bakmaz şunu görüyoruz ki, mızrak çuvala sığmamış. Minareyi çalan kılıfını uyduramamış. Aslında bu işlenen hukuk cinayetine binlerce sayfalık mürekkep dökseniz milletin vicdanındaki sonuç değişmeyecektir. Saray iktidarı, Yüksek Seçim Kurulu eliyle yerleşik seçim hukukunu ve geçmiş uygulamaları alt üst etmiştir. Bu, sandık kurullarının oluşumunda usulsüzlük iddiasıyla iptal edilen Türkiye’deki ilk seçimdir.
MİLLETİMİZİN VE İSTANBULLULARIN İZZETİ NEFSİYLE OYNANDI
Biz işin başından beri şunu söyledik: Seçimlerinin sonucunu Yüksek Seçim Kurulu değil millet belirleyecektir. Sandık kurullarının oluşumu gerekçe gösterilerek seçimlerin iptal edilmesi seçmen iradesinin üstünlüğü ilkesine tamamen aykırı olmuştur ve millet iradesi cezalandırılmıştır. 31 Mart İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde milletin dediği değil, siyasi iktidarın ve Yüksek Seçim Kurulu’nun dedikleri olmuştur. Milletin iradesi gasp edilmiştir, milletimizin, İstanbulluların izzeti nefsiyle oynanmıştır.
KARARIN HİÇ BİR YERİNDE ÇALMA KELİMESİ YER ALMADI
Bugün bizlere ahlak ders vermeye kalkanlara şunu söylemek isterim. Esas ahlaki olmayan, millet iradesinin gasp edilmesi ve milletin izzeti nefsiyle oynanmasıdır. Bu karar demokrasinin yüz karasıdır ve bunun faili de maalesef saraydır. Yüksek Seçim Kurulu’nun gerekçeli kararının hiçbir yerinde, şimdi bunun da altını çizerek söylüyorum çalma, çırpma gibi tek bir kelime yer almamıştır.
 “ORTAYA KARIŞIK” GEREKÇEYLE SEÇİM İPTAL EDİLDİ
Yine karara dönüp baktığımız zaman seçim-sayım cetvellerindeki eksiklikten bahsedilmektedir. Ama şöyle denmektedir; seçim-sayım cetvellerindeki eksiklik seçim sonuçlarına müessir olmamakla birlikte… sandık kurullarının yanlış oluşturulmasıyla tekrar birlikte değerlendirilmiştir. Bu ne demek efendim? Gerekçeli kararda, kısa kararın dışına çıkılmaya çalışılmış ama sonuçta “bu müessir olmamakla birlikte ben bunları da dikkate alarak değerlendirdim” gibi hani ortaya karışık denir ya ortaya karışık bir gerekçeyle seçimin iptal edildiği görülmüştür.
YSK BAŞKANI SONUCU ETKİLEYECEK HİÇ BİR ŞEY YOK DİYOR
Tekrar söylüyorum, bu kararda çalma, çırpma yoktur. Şimdi bu çalma ve çırpma iddiasında bulunanlar milletin karşısına çıkıp ne söyleyeceklerdir ben bunu merak ediyorum. Hiç mi mahcup olmayacaklardır? Bu Ramazan gününde hiç mi nedamet duymayacaklardır? Aslında kararın tamamını okumaya gerek yok. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven’in gerekçesinin son cümlelerine bakmak yetiyor. Sadi Güven diyor ki, burada sonucu etkileyecek hiçbir şey yoktur. Bir tek tespit yoktur diyor.
BU KARARA İMZA ATANLAR, EVLATLARININ YÜZÜNE NASIL BAKACAK
Şimdi ben de buradan soruyorum, buna imza atan Yüksek Seçim Kurulu üyeleri bu ayıbı nasıl temizleyecekler? Nasıl evlatlarının yüzüne bakacaklar? Çok açık ifade edeyim, Türkiye çok büyük bir haksızlıkla karşı karşıyadır.
KAPTAN KÖŞKÜNDEKİLER GEMİYİ DEMOKRASİ ROTASINDAN SAPTIRIYOR
Bugünlerde çok sık aynı gemideyiz, aynı gemideyiz lafları tekrarlanıyor. Aynı gemide olabiliriz ama kaptan köşkünde oturanlar bu ülkenin bu gemiyi, ülkenin gemisini demokrasi rotasından saptırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bizim de görevimiz, milletimizin de görevi kendi iradesinden, demokrasinin rotasından bu ülkenin sapmaması için elinden geleni yapmaktır. Bu karar bir kez daha Ekrem İmamoğlu’nun, 16 milyon İstanbullunun Belediye Başkanı olduğunu ortaya koymuştur. Bu seçimlerde 16 milyon İstanbullu ellerini vicdanına koyacak, oy kullanacak aile fertlerine gerekeni söyleyecektir.
İSTANBULLULAR TÜRK DEMOKRASİ TARİHİNE ALTIN HARFLERLE GEÇECEK BİR DERS VERECEK
Ben 23 Haziran’da İstanbulluların Türk demokrasisine altın harflerle geçecek bir dersi vereceklerini ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanı’nın seçimin sonucuna etki edecek hiçbir şey yoktur demesine rağmen verilen ve Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını elinden almaya kalkan bu karara cevabı en iyi şekilde vereceğini biliyorum. İstanbullular 23 Haziran’da bu mazbatayı tekrar sahibine iade edecektir. Saygılar sunuyorum. 

Gündem'den Öne Çıkan Haberler