22.04.2019

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI (22 NİSAN 2019)

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI
(22 NİSAN 2019)
Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:


Dün, Cumhuriyetimizin başkentinde, demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçecek son derece müessif bir olay yaşadık. Şehidimiz Yener Kırıkçı’nın cenaze merasiminde yaşananların kabul edilmesi mümkün değildir. Yapılanlar şehidimizin cenazesine, şehidimizin ailesine büyük saygısızlıktır. Bu olayı sıradan bir protesto, basit bir tepki olarak görmek de mümkün değildir.
İÇİŞLERİ BAKANI SORUMLULUKTAN KAÇAMAZ
Adına gazete denen paçavralarda bugün hala daha milleti bölüp, parçalamak amacıyla atılan manşetleri görmek gerçekten hepimizi çok büyük üzüntüye boğmaktadır. Bunlar çok tehlikeli gelişmelerdir. Tüm seçim kampanyası boyunca milletin arasına ekilen kin ve nefret tohumlarını, seçimin siyasi bir tortusu olarak görmek de hiç mümkün değildir. Dokuz ay önce “Cumhuriyet Halk Partililerin şehit cenazelerine alınmaması talimatını verdim” diyerek, aslında dün yaşanan bu müessif olaya zemin hazırlayan İçişleri Bakanı, şimdi seçim tortusunun arkasına saklanarak sorumluluktan kaçamaz.
HALA AYRIŞTIRICI DİL KULLANIYOR
Atanmış İçişleri Bakanı’nın görevleri vardır. Birinci görevi bu olayı önlemektir ama bunu becerememiştir, başaramamıştır. İkinci görevi ise bu olay olduktan sonra bu olayı tarafsız bir şekilde soruşturmak, sorumluları yargıya teslim etmektir. Ama İçişleri Bakanı bunu yapmak yerine hala seçim öncesindeki ayrıştırıcı dili kullanmaya devam etmektedir. Partimizi hilafı hakikat, ipe sapa gelmez suçlamalarla hedef göstermektedir. Anlaşılan ilk görevini yerine getiremeyen İçişleri Bakanı ikinci görevini de yerine getiremeyecektir.    
BASİT BİR EYLEM DEĞİL ORGANİZE BİR LİNÇ GİRİŞİMİ
İçişleri Bakanı bugün bu müessif olayı basite indirgemeye, seçim öncesi tortuları gerekçe göstererek köylülerin bireysel, basit bir eylemi olarak göstermeye çabalamaktadır. Burada ciddi bir linç girişimi olduğunu görmemek, olsa olsa sorumluluk sahibinin bu sorumluktan kaçma çabası olabilir. Tekrarlıyorum: Dün Türkiye’nin başkentinde, bu ülkenin kurucu partisinin Genel Başkanına organize bir linç girişiminde bulunulmuştur.
AKKUZULU’DA DEVLET RİCALİ VARDI AMA DEVLET YOKTU
Sayın Genel Başkanımız bir evde 1,5 saat mahsur kalmış, devlet başkentin bir mahallesinde ortadan yok olmuştur. O bir buçuk saat boyunca Akkuzulu Köyü’nde devlet ricali vardır ama devlet ortada yoktur. Şehidimizin cenazesinde güvenliği sağlamakla görevli olan vali ve İçişleri Bakanı, bir daha tekrarlıyorum, görevlerini yapmamışlardır.
GENEL BAŞKANIMIZIN KORUMA BİRİMİ SAAT 10.03’TE BİLGİ VERDİ
Dün görevini yerine getiremeyen İçişleri Bakanı bugün işini yapmak yerine kamuoyunu yanıltmaya devam etmektedir. İçişleri Bakanı, Sayın Genel Başkanımızın güvenlik biriminden kendilerine cenazeye katılım konusunda bilgi verilmediğini ifade etmiştir. Bu, doğru değildir. Genel Başkanımızın koruma birimi, devletin güvenlik protokollerine harfiyen riayet etmiştir. Pazar sabahı saat 10.03’de Ankara Koruma Şube Nöbetçi Amirliğine Sayın Genel Başkanımızın şehidimizin cenazesine katılacağı konusunda bilgi verilmiştir. Nitekim bu bilgiye dayanarak da Çubuk Kaymakamı Sayın Genel Başkanımızı Akkuzulu Köyü’nün girişinde karşılamıştır.
GEÇMİŞ OLSUN ZİYARETLERİNİ BİLE AN BE AN TAKİP EDİYOR
Milli Savunma Bakanı’nın korumaları da Sayın Genel Başkanımızın törene katılıp katılmayacağını sormuş, katılım konusunda gerekli bilgi onlara da verilmiştir. Dolayısıyla İçişleri Bakanı, Sayın Genel Başkanımızın katılımı konusunda bilgi sahibi olmadıklarını söyleyerek, bu konudaki gerçekleri saklamaktadır, sorumluluktan kaçmaya çalışmaktadır. Kaldı ki, Sayın Genel Başkanımızın çalışma odasına geçmiş olsun ziyaretinde bulunanları bugün yaptığı basın açıklamasında an be an takip ettiği anlaşılan bir İçişleri Bakanının, bu ülkenin en büyük muhalefet partisi ana muhalefet partisi Genel Başkanının şehit cenazesine katılıp katılmayacağı konusunda bilgim yoktu demesi gerçekten çok ciddi bir sıkıntı yaratmaktadır. Buna inanmak, bunu kabullenmek mümkün değildir.
BU ZEHİRLİ DİL MİLLETİN BEKASI İÇİN TEHDİTTİR
Biz bu meseleden birileri gibi siyasi rant devşirme peşinde değiliz. Biz, siyasete malzeme edilmeyecek kadar ciddi bir konuyla karşı karşıya olduğumuzu düşünmekteyiz. Devlet adamı olan herkes bunu bilir, bunun bilincindedir. Söz konusu olan devletin kurucu partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı’nın can güvenliğidir. Toplumumuzu ayrıştıran, bölen, parçalayan zehirli bir dil devletimizin bekası, milletimizin bekası için ciddi bir tehdit haline gelmiştir.
DEMİRİ SOĞUTMAK SÖZLE DEĞİL EYLEMLE OLUR
Seçim öncesi kullandığı bu ayrıştırıcı dili halen kullanan bir İçişleri Bakanına bizlerin güven duymasını lütfen kimse beklemesin. Bu İçişleri Bakanı’nın güvenlik güçlerinin yapacağı soruşturma karşısında tarafsız kalacağına inanmamızı da kimse beklemesin. Bu çerçevede bu İçişleri Bakanı ya sorumluluğunu yapmış olduğu hataların kendisini getirdiği bu noktayı idrak ederek istifa etmeli ya da onu oraya atayan makam onu derhal bu görevden almalıdır. Demiri soğutmak herkesten önce ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyanlara düşer. Buda sözle değil; ancak eylemle gerçekleşebilir.
GENEL BAŞKANIMIZI İKTİDAR KORUYAMIYORSA BİZ KORURUZ
Bir kez daha tekrarlamak istiyorum: Kimse bizleri şehitlerimizin cenazelerine katılmaktan alıkoyamaz. Bayrak, vatan, şehitlerimiz hepimizindir. Asker ocağının ve şehitlerimizin siyasi partisi olmaz. Terörist kurşunu şehitlerimize parti sormaz. Eğer iktidardakiler bu devletin kurucu partisinin Genel Başkanını koruyamıyorsa, biz Sayın Genel Başkanımızı korumasını biliriz. Bundan kimsenin en ufak bir şüphesi olmamalıdır. Unutulmasın ki biz kurtuluş savaşı meydanlarında kurulmuş Kuvayı Milliye’nin partisiyiz. Teşekkür ediyorum arkadaşlar. 

Gündem'den Öne Çıkan Haberler