03.09.2018

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI YILDIRIM KAYA’DAN MİLLİ EĞİTİM BAKANI ZİYA SELÇUK’A YANIT

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI YILDIRIM KAYA’DAN MİLLİ EĞİTİM BAKANI ZİYA SELÇUK’A YANIT
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un saat 10.30’da yaptığı basın toplantısında, “Hiçbir görüş, ideolojik ayrılık çocukların hakkını teslim etmekten bizi alıkoymamalı.” sözüne yanıt verdi.
Kaya, ”Biz de yıllardır aynı şeyi söylüyoruz. Liyakat esas alınsın diyoruz, sınav soruları çalınıp cemaat yandaşlarına dağıtılmasın diyoruz. Çocuklarımız zorla istemedikleri lise türlerine yerleştirilmesin istiyoruz. Bütün okul müdürleri AKP’ye yakın kişilerden atanmasın, öğretmenlerimize uygulanan mülakat kaldırılsın istiyoruz.” dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında konuşan Yıldırım Kaya, “Türkiye’nin eğitimdeki hedefi, sadece ara eleman yetiştirmek olmamalıdır.  Bizim sadece telefon monte eden değil, o telefonları üreten beyinlere de ihtiyacımız var. ABD’li gençlerin ürettiği telefonları kıran değil, üretecek kapasiteye sahip genç beyinler yetiştirmeliyiz.” İfadelerini kullandı.
“Öğretmenler için bugün ders zili çaldı. 2018-2019 eğitim ve öğretim yılına başlayan öğretmen ve idarecilere başarılar diliyorum. Bu eğitim ve öğretim yılına da öğretmenlerimiz mutsuz ve umutsuz başladı. Kimi eş ve çocuklarından ayrı, aile bütünlükleri dağılmış, kimi borç batağı içinde, yaşam mücadelesi veriyor. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un okullar açılmadan, öğretmenlerimizin aile bütünlüğünü sağlayacak adımları atarak acil çözüm üretmesi gerekir.” diyerek Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’tan bu konuda adım atmasını istedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın açıklaması şöyle:
BAŞARMANIN YOLU BİLİMSEL EĞİTİMDEN GEÇER
Öğretmenler için bugün ders zili çaldı. 2018-2019 eğitim ve öğretim yılına başlayan öğretmen ve idarecilere başarılar diliyorum. Bu eğitim ve öğretim yılına da öğretmenlerimiz mutsuz ve umutsuz başladı. Kimi eş ve çocuklarından ayrı, aile bütünlükleri dağılmış, kimi borç batağı içinde, yaşam mücadelesi veriyor.  
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un okullar açılmadan, öğretmenlerimizin aile bütünlüğünü sağlayacak adımları atarak acil çözüm üretmesi gerekir.
Biz öğretmenlerimizin ekonomik sıkıntılarını çok yakından takip ediyoruz. 3600 ek göstergenin öğretmenlere de verilmesi için TBMM’e bir Kanun Teklifi verdik. TBMM’i açıldığında, 3600 ek gösterge teklifimize başta AKP olmak üzere tüm partilerden destek istiyoruz. Gelin öğretmenlerimizin ekonomik sorunlarını hep birlikte çözelim. Gelin insanca yaşayabilecekleri, ek iş yapmak zorunda kalmayacakları bir maaş almalarını sağlayalım. Gelin aynı işi yapıp aynı maaşı alamayan, kadrolu öğretmen-sözleşmeli öğretmen utancını ortadan kaldıralım.
Eğer öğretmenlerimizin sorunlarını çözemezsek, onların huzur içinde görev yapmalarını sağlayamazsak, her yıl yaşadıklarımızı yeniden yeniden yaşamaya devam ederiz.
Eğitimde çözemediğimiz her sorun, kartopu yumağı gibi büyüyerek geleceğimizi karartıyor. Bakın LGS’de 4. nakil başvuruları yapılıyor, hala çocuklarımız hak ettikleri liselere yerleştirilemedi. 
Eğitim sistemimizin içinde bulunduğu içler acısı durum, YKS sonuçlarıyla yeniden gözler önüne serildi. Bozuk düzende sağlam çark olmaz sözü bir kez daha doğrulandı. Binlerce kontenjan boş kaldı, sınav sonuçlarının hatalı olduğu, hesaplamaların yanlış yapıldığı konuşuluyor.
16 yıllık AKP iktidarında sorunsuz bir sınav dönemi yaşanmadı. Soruların çalınması, yanlış sınav soruları, sınav sorularını yanlış hesaplama, tercihte zorlama, yönlendirme…
Say, say bitmiyor!
AKP Türkiye’yi yönetemediği gibi eğitimi de yönetemiyor!
YKS sonuçlarına baktığımızda geçen yıla göre başarı oranlarının biraz daha düştüğünü görüyoruz.  Lise türlerine göre bir lisans programına yerleşen öğrenci oranları;
Anadolu Liseleri: %29,61
Fen Liseleri: %52,77
Sosyal Bilimler Liseleri %64,47
İmam Hatip Liseleri: %15,80
Meslek Liseleri: %4,98

olarak gerçekleşti.
En başarılı dediğimiz fen liselerinde dahi, bir lisans programına yerleşme oranı yarı yarıya indi. Bu ne demek? En başarılı liselerden mezun olanların yarısı bir lisans programına yerleşememiş.
Meslek liselerinden mezun olan öğrencilerin sadece %4,98’i, imam hatiplerden mezun olanların ise %15,80’i bir lisans programına yerleşebilmiş.
Adına meslek lisesi diyeceksin, ama okulu bitirdiğinde ne üniversiteye girebileceksin, ne de bir işin olacak. Meslek liselerinin hiçbir avantajından yararlanamayacaksın.  
Bu tabloya rağmen, AKP en başarısız iki okul türüne, Meslek Liseleri ve İmam Hatip Liselerine çocuklarımızı göndermekte ısrar ediyor.
Sizleri açıklanan istatistik rakamlara boğmayacağım. Daha öncede söyledik, biz eleştireceğiz, ancak çözüm önerilerimizi de sunacağız.
Türkiye’nin eğitimdeki hedefi, sadece ara eleman yetiştirmek olmamalıdır.  Bizim sadece telefon monte eden değil, o telefonları üreten beyinlere de ihtiyacımız var. ABD’li gençlerin ürettiği telefonları kıran değil, üretecek kapasiteye sahip genç beyinler yetiştirmeliyiz.  
Bunu başarmanın yolu da bilimsel eğitimden geçmektedir.
Tabela üniversitesi anlayışından vazgeçilmelidir. Üniversiteler bilimsel araştırmaların, buluşların yapıldığı, gerçek bilim yuvalarına dönüştürülmelidir.
Eğitim sistemi çökmüş! Orasından burasından tutup, çekiştirerek başarı elde etmek mümkün değil.
Bizim en kısa zamanda 1 yılı okul öncesi 8 yıl kesintisiz temel eğitim ve 4 yılı ortaöğretim olmak üzere, eğitim sistemimizi 1+8+4 modeliyle yeniden yapılandırmamız gerekir.
Teknoloji Liseleri açmalıyız. Teknoloji ve meslek lisesi öğrencilerini sigorta kapsamına almalıyız. Bu lise türlerini Organize Sanayi Bölgeleri’nin talebi doğrultusunda, iş garantili olmak üzere yaygınlaştırmalıyız.
Eğitim herkes için parasız olmalıdır. Herkesin nitelikli eğitim alması, devlet eliyle sağlanmalıdır. Okullar ve bölgeler arasındaki eğitimin kalite farkı en aza indirilmelidir.
Tam gün eğitime en kısa zamanda geçilmelidir. Okul öncesi eğitim de tam gün, parasız ve zorunlu olmalıdır.  
Zaman kaybedilmeden, çağdaş demokratik, laik ve bilimsel bir müfredat hazırlanmalıdır.  
Bir lisans programına yerleşebileceği puanı alan binlerce öğrenci neden tercih yapmadı? Neden kontenjanlar boş kaldı? Neden en başarılı öğrenciler yurt dışında okumayı tercih ediyor? Neden üniversite mezunu gençlerimiz işsiz? 
Biz söyleyelim cevabını…
Çünkü kalitesizlik, başarısızlık paçalarınızdan akıyor.  
16 yılda teknolojik imkanları kullanarak, hakkaniyetli bir sınav sistemi kuramayan bir anlayışın Türkiye’yi yönetmesi mümkün mü?
Tabii ki yönetemez!
Yönetemiyor!
Her yerden dökülüyor…

Gündem'den Öne Çıkan Haberler