10.09.2019

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, TURGUT ÖZAL KÜLTÜR VE SPOR MERKEZİ İLE SADRİ ALIŞIK KREŞİ AÇILIŞ TÖRENİNDE KONUŞTU (9 EYLÜL 2019)

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, TURGUT ÖZAL KÜLTÜR VE SPOR MERKEZİ İLE SADRİ ALIŞIK KREŞİ AÇILIŞ TÖRENİNDE KONUŞTU
(9 EYLÜL 2019)
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’da Yenimahalle Belediyesi tarafından yapılan Turgut Özal Kültür ve Spor Merkezi ile Sadri Alışık Kreşi açılış törenine katıldı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: Efendim hepinize merhabalar, Turgut Özal Kültür Merkezini ve Sadri Alışık Kreşini açacağız. Ahmet Bey’i büyük bir dikkatle siz de dinlediniz, ben de dinledim. Rahmetli Özal’la uzun yıllar çalışma imkanım oldu ve bundan son derece mutluyum. Kısmen ipuçlarını verdi Sayın Ahmet Özal, gece saat 2’de, sabaha karşı 2’de uzun uzun oturulur tartışılırdı. Devlet adamlığının ne olduğunu gösteren kişilerden birisiydi. Devletin bütün bilgilerine hakimdi.


Bir örnek olayı anlatmak isterim size. Yine sabaha karşı 2,5 – 3 suları bir kadro halinde, Genel Müdürümüz rahmetli Altan Tufan’dı birlikte çalışıyoruz, vergi kanunlarını çalışıyoruz, parlamentoya sevk edilecek vergi kanunlarını. Bir ara döndü Altan Bey’e dedi ki, “Altan Bey bu tarım stopajından ne kadar vergi topluyoruz biz?” Gece saat 2, hiçbirimizin hazırlığı yok. Bir arkadaşımız, daha sonra Meclis Genel Sekreteri oldu, bir rakam söyledi hepimiz birden oh dedik tamam atlattık bunu. Tekrar görüşmelere başladık ama 10 dakika sonra rahmetli Özal döndü o arkadaşımıza “verdiğiniz rakam doğru değil” dedi. Hepimiz birden şaşırdık. Bakın ben size söyleyeyim niye doğru değil. Şu kadar buğday alıyor Toprak Mahsulleri Ofisi, şu kadar afyon alıyoruz, şu kadar pamuk alımı var” dedi. Tarımdan bütün alımları saydı, devletin yaptığı alımları saydı, o zaman tarım stopajı oranı yüzde 7’ydi, onunla çarptı rakamı gösterdi, “bu rakamla sizin söylediğiniz rakam arasında bir bağlantı yok” dedi. Rahmetli Altan Bey dedi ki, “Ben yarın sabah size bu rakamı getireceğim.”
Şunu söylemek istiyorum, devleti yöneten birisi, aynı zamanda devlette çalışmış birisi, planlamanın ne olduğunu bilen birisi, devlet harcamalarının nereye nasıl harcandığını bilen birisi, devletin rakamlarına hakim. Ve bize, bütün bürokratlara, orada çok kalabalık bir bürokrat grubumuz vardı, hepimize önemli bir ders verdi, rakamları siz belki bilmiyorsunuz ama ben bütün rakamları yakından izliyorum dedi. Başbakanlık konutunda da uzun süreler ve çok değişik zamanlarda çalıştık. İkinci kata çıkardık dar bir merdivenden, ikinci katta rahmetli Özal’ın çalışma odası vardı, odanın etrafında, bir masanın etrafına hepimiz konuşlanırdık otururduk, kendisi başta otururdu. Rahmetli Adnan Kahveci de danışmanlarından birisiydi. O merdivenlerden çıkarken Gırgır Dergisinin kapaklarının çerçevelenip asıldığını görürdük. Özal’ı eleştiren karikatürler vardı. Derdi ki, “Ben bunları gelen yabancı heyetlere gösteriyorum. Bizim ülkemizde demokrasi var, beni en sert şekilde eleştiriyorlar, ben de buradan onlara gösteriyorum, bizim ülkemizdeki siyasetteki hoşgörüyü anlatıyorum.”
Böyle bir insanın bize aktardığı bir kültür vardı, demokrasi kültürü vardı. Siyaset insanının nasıl eleştirildiğini, ama siyaset insanının da bu eleştirileri hoşgörüleriyle karşılaması gerektiğini bir anlamda anlatırdı bize. O siyaset anlayışından bugünkü siyaset anlayışına bakın. O zaman gergin bir toplum yoktu, kavga eden bir toplum yoktu, siyasi liderler düşüncelerini söylerlerdi, arada espriler, arada şakalar yapılırdı, arada bir araya gelinir oturulur konuşulur. Ama bugün çok farklı bir Türkiye’yle karşı karşıyayız. Geçmişten buraya gelişimizde, daha ileriye gideceğimize demokrasi kültürü olarak daha geriye giden bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Sadri Alışık… Torunu ne kadar onu bilir bilmiyorum ama biz hepimiz, bizim kuşağımız hepimiz Sadri Alışık’ı çok iyi biliriz. Fakirin, fukaranın yanında olan, hatta mahkemede kendi hakkını savunurken ağlayan, bazen gülen, bizi güldüren, bizi sevindiren, bizi üzen pek çok şeyi, pek çok öyküyü, hikayeyi, filmi ondan öğrendik. O halkın yanında bir sanatçı, halkın haklarını savunan bir sanatçı, yoksulun yanında duran ve onu savunan bir sanatçı, bizi güldüren, yeri geldiğinde üzen, yeri geldiğinde sevindiren rolleriyle gönlümüzde taht kuran bir insandı.
Elbette çocuklarımız bunları bilmeli. Turgut Özal’ı da unutmayacağız, Sadri Alışık’ı da unutmayacağız. Peki, unutturmayacak olanlar kimler? Asıl sormamız gereken soru budur. Kendi yakın tarihinden habersiz olan öyle siyasetçiler var ki, bazen şaşırırsınız. Ama çok şükür bu ülkede Cumhuriyet Halk Partisi var, Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanları var ve onlar bizim tarihimizin önemli insanlarını, sanat dünyamızın önemli insanlarını yaşatmak için ya kreş açıyorlar, ya bir kültür merkezi yapıyorlar ya bir okul yapıyorlar ve bu isimleri biz yaşatıyoruz. Ne adına? Geçmişten geleceğe devredeceğimiz kültür adına, güzellikler adına, sanat adına bütün bunların hepsini yapıyoruz.
Ben, hepinizin huzurunda Belediye Başkanımıza yürekten teşekkür ediyorum böyle bir kültür alanında ve kreşte bizi buluşturduğu için. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum, sizler de geldiğiniz, bütün bu sevince ortak olduğunuz için.
Tekrar hepinize yürekten teşekkür ediyorum Belediye Başkanımız başta olmak üzere. Sağ olun, var olun diyorum. 

Gündem'den Öne Çıkan Haberler