04.05.2025
04.05.2025
“BU SİYASET KURUMUNA YAPILAN BİR SALDIRIDIR”
“SALDIRININ BARIŞ GÜVERCİNİN GİDİŞİNİN ÖNÜNE GEÇMEMESİ LAZIM”
“ARKASINDAN NE ÇIKARSA ÇIKSIN SİVİL SİYASETİ SAVUNACAĞIZ”
“SÜREÇTEN RAHATSIZ OLANLAR, MESAJ VERMEK İSTEYENLER YAPMIŞTIR”
“SALDIRGANIN MUTLAKA BİR AZMETTİRENİ VARDIR”
“ÇOK GÜÇLÜYÜZ, ÇOK İNANÇLIYIZ, ÇOK KARARLIYIZ”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, hayatını kaybeden sanatçı Yavuz Top’un ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Ziyaretin ardından açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “1 Mayıs gününün yoğunluğu ve telaşı içinde ozanımız Yavuz Top’un cenazesine katılamamıştım. Aile ile temastaydım. Bugün bir taziye yapmak üzere buraya geldik. Aileyi ziyaret ettik. Benim yatılı okul günlerimden itibaren kasetlerini değiş tokuş yaptığımız, çok sevdiğimiz, Dikili Festivalinde 14-15’li yaşlarımızda tanıştığımız bir ozanımızdı. Erken kaybettik. Sadece sazıyla, sözüyle değil siyasete getirdiği yorumlarla, katkılarla, itirazlarla çok kıymetli bir ismi kaybettik. Öncelikle ailesine başsağlığı diliyorum. Komşularına başsağlığı diliyorum” dedi. Özel ayrıca şunları söyledi:
“ÖNDER ORADA OLMASAYDI AKM YERİNE AVM YAPILACAKTI”
“Bugün malum Sırrı Süreyya Önder’in, Meclis Başkanvekilimiz, milletvekilimiz ve çok değerli dostumuz, benim çok özel bir ilişki içinde olduğum, çok değerli dostumuzun cenazesi için buradayız. Atatürk Kültür Merkezi’nde sabah törene katıldık. Şunu kaydetmek lazım. Gezi Parkı’ndaki ağaçlara, dozerler yürüdüğünde hepimiz evimizdeyken ilk önüne Sırrı ağabey atlamıştı. O gün Gezi Parkı’ndaki ağaçlar kesilecek, yerine Topçu Kışlası yapılacak. Atatürk Kültür Merkezi yıkılacak, yerine AVM yapılacaktı eğer Sırrı Süreyya Önder orada olmasaydı… Bugün uğurladığımız AKM’nin yerinde AVM olabilirdi. O sürecin sonunda bugün hepimiz yerine Silivri’de olan Tayfun Kahraman, Osman Kavala, Can Atalay, bu arkadaşlarımız gerekli görüşmeleri yapıp da ‘Bu ağaçlar kesilmeyecek, o kışla yapılmayacak, AKM yıkılmayacak, yıkılsa da yerine bir kültür merkezi yapılacak’ deyip, Gezi’deki çok genelin barışçıl refleksini o süreçte yönettiler. Bu işin başında Sırrı, sonunda da bugün Sırrı Süreyya Önder’in cenazesinde olmak için can atan ama Silivri’de, Bakırköy Cezaevi’nde bizim de yerimize yatan beş arkadaşımız var. Bunu görmek lazım.”
“BUGÜN BARIŞIN KONUŞULMASI LAZIM”
“Bugün Ceren’i, tek kızı olan bir baba olarak gırtlağım düğümlenerek, gözyaşlarımı tutamayarak dinledim. Ceren’in babasına vedasını. Bugün
kim konuştuysa ‘barış’ dedi, ‘kardeşlik’ dedi. Yavuz Top da bu sürecin sonuçlanmasını, Türkiye’de annelerin artık ağlamamasını ümit ederek son günlerinde hep bunları konuşarak geçirmiş. Ailesi, değerli eşi bunları söyledi. Bugün barışın konuşulması lazım. Bugün Türkiye’nin hem terör sorunundan kurtulmasının, hem demokratik açıdan tüm hak ihlallerinin son bulması lazım. Tüm tutsak siyasetçilerin cezaevinde değil dışarıda olması lazım. Bunların konuşulduğu bir gündü.”
“BİR SÜREDİR TEHDİTLER ALIYORUZ”
“Birileri bu konuşulsun istemediği için bugünkü o saldırının gerçekleştirilmesine ön açtılar. Yol verdiler. Bir süredir hem tehditler alıyoruz. İstihbari değerlendirmeler yapılıyor. İşte Konya’da yaşananlar filan. Hepsi ayrı ayrı. Buradan bir tek şey rica edeceğim. Tabii elde değil. Ama Sırrı Süreyya’nın, böyle bir barış güvercininin aramızdan uçup gidişinin gündeminin önüne bu saldırganın yaptığı işin geçmemesi lazım. Sadece olay olduktan sonra eşimi, annemi, kızımı arayıp ‘Devam ediyorum’ dedim. Kızım çok merak edince bir 10 dakika onun yanına uğradım. Programımıza devam ediyoruz. Bu partinin genel başkanlarına suikast girişimleri oldu. Atatürk’e oldu, İnönü’ye oldu, Ecevit’e oldu, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na oldu. Genel Başkanlar hapse kondu. Genel Başkanlar linç girişimine uğradı. Genel Başkanlar böyle bir göreve talip olduğunuzda bunu zaten göze alıyorsunuz. Burada bir sürü kirli bilgi uçuşuyor. Sayın Cumhurbaşkanından, Bakanlardan, siyasi partilerinden genel başkanlarından herkes arayıp bu saldırıyı kınıyor. Ben de bu saldırıyı siyaset kurumuna yapılmış bir saldırı olarak görüyorum. Bundan sonra öyle efendim şu partinin mensubuymuş, ne çıkarsa çıksın arkasından sivil siyaseti savunmak, şiddeti dışlamak, konuşmak ve birlikte çalışmak mecburiyetindeyiz. Ama şu kadarını söyleyelim; Kutuplaşmanın, keskinleşmenin kimseye bir faydası yok. Ben 1,5 yıl önce de bunları söylüyordum. Dün Konya’da da bunları anlattım. Hiç kimseye bir kırgınlığım, küskünlüğüm yok. İşimizi yapıyoruz. Bu vakitten sonra tehditler, bu vakitten sonra saldırılar bizi yıldıracak olsa biz ölümü göze alıp Cumhuriyeti kuran partinin Genel Başkanlığına talip olmazdık.”
“SIRRI SÜREYYA ÖNDER’İN EMANETİ…”
“Sırrı Süreyya’nın bir emaneti var onu size söyleyeyim. Bana geldi dedi ki bir gün, ‘Şu son filmi izledin mi?’ ‘Hangi filmi’ dedim. Dedi ki ‘Bir Cumhuriyet şarkısı.’ ‘İzlemedim…’ ‘İzle hatıram için’ dedi. ‘İzleyeceğim zaten izlemeden olur muyum’ dedim. Ekrem Başkanla, o günlerde yeni tutuklanmış Ahmet Özer’in kızı ve oğluyla İstanbul İl Başkanımızla MYK üyelerimiz, gençlik kollarıyla bir sinema salonu dolusu yerde Bir Cumhuriyet Şarkısı’nı izledik. Sonra ‘Beğendin mi’ diye sordu, bir araya geldik. Dedi ki ‘Ben ölene kadar bu sır sana emanettir. Sonra söyleyebilirsin. O filmin senaryosunu ben yazdım’ dedi. ‘Ağabey niye söylemiyorsun’ dedik. O zaman tabii 1 Ekim’den önceydi, Sırrı Bey ve siyasi partisinin şeytanlaştırıldığı dönemdi. ‘Filme ve filmdekilerin emeğine yazık olur’ dedi. ‘Öldükten sonra bilsinler’ dedi. O gün bugün bu sırrı bendeydi. Bugün sabah, 1-2 kişiye artık kaybettik, böyle böyle deyip çok yakınlarıma söyledim. Bunu herhalde kendileri açıklarlar bundan sonra. Çünkü ‘Ben öldükten sonra bilinsin’ diyordu. ‘Niye bana emanet ettin’ dedim. ‘Atatürk’ü anlatıyor film, o partinin ilk genel başkanını ben anlattım ve bunu da son genel başkanına emanet edeceğiz ‘herhalde dedi. Ben böyle duygular içinde olduğum bir günde öyle bize atılan o yumruk falan bize değmez. Canımızı da yakmaz. Çok çok mücadele azmimizi artırır. Hepinize teşekkür ediyorum.”
“SİYASET SÖZLE YAPILIR”
Saldırganın sabıka kaydı ve iktidarın kutuplaştırıcı söylemleri hakkındaki soruları yanıtlayan Genel Başkan Özgür Özel, şunları söyledi:
“İki evladını katlettiği, birini yaraladığı, dördüncü evladının olaydan balkondan atlayarak kurtulabildiğine ilişkin 2004 yılında bir bilgi bize İçişleri Bakanı tarafından ulaştırıldı. Sağ olsunlar, yakından ilgileniyorlar. Zaten basında da bunlar yer aldı. Birileri böyle şeyler yapacaksa, huzuru kaçıracak bir provokasyon yapacak, suçu birini sırtına yıkacak, zaten böyle birini bulup yaparlar. Onu biliyoruz. Mutlaka bir azmettireni vardır. Mesele bugün DEM Parti’nin milletvekilinin, Türkiye barışa kavuşsun diye, Kürt sorunu çözülsün diye, terör sorunu bitsin diye ve Türkiye’de anneler ağlamasın diye ömrü boyunca emek sarf etmiş birinin cenazesinde bu olduğuna göre, burada bu süreçten rahatsız olanlar, bu süreçte bu suçu birinin üstüne yıkmak isteyenler veya bize bir mesaj vermek isteyenler bir şeyler yapmıştır. O araştırılır, çıkar, bulunur. Biz bütün olarak güçlü durmak durumundayız. Yoksa biz buradan bir husumet üretmek, o zaman işte o yumruğu atmaya çalışana, o ona yumruğu attırmaya çalışana prim vermiş olursunuz. O yüzden böyle bakıyorum.”
“ÜMİT EDİYORUM YENİ BİR MİLAT OLUR”
“Onun dışında, şimdi ben artık bundan sonra ‘telef’ meselesi üzerine benim şahsıma söyleyecek bir şey yok. Sayın Cumhurbaşkanının açtığı telefon, o açıdan bir değer taşıyor sonuçta. Ben geçmiş olsun telefonunu kaale alıp o ‘telef’ sözünü de geri alındığını düşünüyorum. Bütün kendi şahsımda, bütün muhalif siyaset yapan insanlar için. Siyaset sözle yapılır, sözle yapmaya devam edeceğiz. Kim ikna ederse, millet kimi takdir ederse bu ülkeye yönetecek. Biz milletin sandığına sarılmaya devam edeceğiz. Sandığa saygılı olmaya ve sandığı boşa çıkarmaya ya da sandığı görmezden gelmeye, milletin takdirini hazmetmeyenlere karşı biz demokratik mücadelemizi vereceğiz. Çok güçlüyüz, çok inançlıyız, çok kararlıyız. Böyle bir günde buradan siyasi tartışma yaratmak benim işim değil. Atılan yumruk siyasette şiddeti savunanları mahcup eder, siyasette söze önem verenleri, siyasetini normalini siyasetçilerin birbirini araması, tokalaşması, cenaze, taziye, bayrama birlikte katılması gerektiğini savunan bizi haklı çıkaran bir süreçtir. Buradan sonra ümit ediyorum, yeni bir milat olur, Türkiye’de siyasetin sözle yapılmasını, seçilmişlerin görevlerinin başında olmasını, suçlanıyorlarsa tutuksuz yargılanmalarına vesile olacak bir takım adımların atılmasına katkı sağlarsa, böyle birikime katkı sağlarsa memnun oluruz. Sağlamazsa ne yapacağız? Geri adım atacak halimiz yok, mücadeleye devam edeceğiz.”
04.05.2025
04.05.2025
04.05.2025
04.05.2025