12.06.2025

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel: “Türkiye Bir Şehrin Büyük Yasına Hem Tanık, Hem Ortak Oldu”

“FERDİ BAŞKAN 1,5 YILDA BÜTÜN MANİSA’NIN GÖNLÜNÜ FETHETTİ”

“MİLLET, ‘BEN SEÇTİĞİME SAHİP ÇIKARIM’ DİYOR”

“ÜMİT EDİYORUM, ÜMİT ÖZDAĞ HAK ETTİĞİ GİBİ BERAAT EDER”

“YAKALAMA KARARI, MUHALEFETİN SESİNİ SUSTURMA ÇABASI”

“VEKİLİ ARAYIP TELEFONLA KUTLAMAK, MAHKEMEYE BASKIDIR”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa’da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, “Değerli arkadaşlar hepinize öncelikle bir kez daha teşekkür ederim. Ferdi Başkan’ın geçirdiği kazadan itibaren hem Manisa basını, Manisa’da ulusal basının yerel temsilcileri, hem de İstanbul’dan, Ankara’dan, İzmir’den gelen arkadaşlar burada yaşananları ve Manisa’nın duygusunu bütün Türkiye’ye aktardınız. Ferdi Başkanımızı kaybettikten sonra da sizin aracılığınızla Türkiye bir şehrin büyük yasına hem tanık oldu, hem ortak oldu. Sizin aktardığınız bu kentin duygusu tüm Türkiye’den bir dayanışma ve bir sahiplenme duygusu olarak buraya döndü” dedi. Özel, şöyle devam etti:


“MANİSA, BAŞKANININ CENAZESİNDE KUCAKLAŞMA YAŞADI”

“Ferdi Başkan 1,5 yıl bile sürmeyen Büyükşehir Belediye Başkanlığı sırasında Manisa’da il başkanlığından geldiği bu yolda, partililerin gönlünü fethetmişken, 1,5 yılda bütün Manisa’nın gönlünü fethetti. Geçirdiği kazadan sonraki birkaç günde de bütün Türkiye onu tanıdı, sahiplendi ve gözyaşları ile uğurladı. Bugün taziyemizin son günündeyiz. Annemizin yaşı ve sağlık durumu, ailenin tüm üyelerinin içinde bulundukları zor durumu göz önüne alarak 5 saat, 6 saati bulan bir taziye alıyoruz. 10 binlerce Manisalı geliyor. Sadece Manisalı değil, dün Trabzon’dan bile gelen vardı. Tüm şehirlerden gelenler oluyor. Bugün de taziyenin son gününde yine sevenlerini, tanıyan, tanımayan ama gönlü Ferdi Başkan ile birlikte olan herkesin taziyesini burada alacağız. Akşam taziyeyi takiben Hatuniye Camii’nde üçüncü gün olduğu için mevlüdümüz olacak. Yarın da yine Hatuniye Camii’nde cuma namazını başkanımızla birlikte bayram namazını kıldığımız yerde, misafirlerimizle birlikte kılacağız. Çok sayıda yurtdışında olan ve taziyeye yetişen, yetişemeyen isimler geliyorlar, arıyorlar. Burada olmak istediklerini ifade ediyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşayan Cumhurbaşkanları aradı, Sayın Ahmet Necdet Sezer, Sayın Abdullah Gül. Siyasi partilerin tamamının genel başkanları aradı. Cenazeyi takip ettiniz; tüm siyasi partilerin mümkün olan en üst düzeyde temsil edildikleri, mesajlarını ilettikleri, burada var oldukları bir birleştirici cenazeydi. Kutuplaşma üzerinden böyle şehirlere, Manisa gibi şehirlere oy davranışları etkilenmeye çalışılır yıllarca. ‘Şuna oy verme ona yakın, buna oy verme buna yakın, ‘şu’cu musun, ‘bu’cu musun?’ Dün tam tersine Manisa zaten son seçimde yüzde 60 oy verdiği başkanının cenazesinde yüzde 100 ile bir kucaklaşmayı yaşadı. Türkiye’nin bütün renkleri, bütün partileri, bütün siyasi görüşler buradaydı. Çok kıymetliydi.”

“MİLLET, ‘BEN SEÇTİĞİME SAHİP ÇIKARIM’ DİYOR”

“Tabii buradan böyle siyasi çıkarımlar beklemek, Türkiye’de partimize yaşatılan ve uğradığımız büyük haksızlıkların son bulacağını beklemek, böyle büyük beklentiler içinde olmak filan bu kolay değil siyasette, bunun farkındayım. Ama şunu da kimse unutmasın: Bir çiçek açtı diye bahar gelmez. Ama her bahar, bir çiçek açtıktan sonra başlar. Umut ediyorum Türkiye’de bu Ferdi Başkan’ın Türkiye’ye yaşattığı bu duygu, hep birlikte ortaklaştığımız bu duygu, siyasetin nasıl olması gerektiğini, nasıl yapılması gerektiğini, siyasetin birbirine yaklaşımının nasıl olması gerektiği konusunda vatandaşın harekete geçirdiği ortak vicdan, tüm siyasetçilere yol gösterici, yön gösterici olur. Bunu kendimi de dışına koyarak söylemiyorum. Bütün siyasi partiler, görüşler, liderler açısından milletin ne istediğini görmek lazım. Bir de millet bir şey söylüyor. ‘Ben seçtiğime sahip çıkarım’ diyor. Seçilmişlere saygı göstermek lazım. Kimse elbette yargılanamaz değil. Ama millet diyor ki ‘Ben seçtiğime sahip çıkarım. Benim seçtiğim yönetsin. Bir kusuru varsa, yargılanır, ceza alırsa gereği yapılır ama ben seçtiğimi görevinin başında görmek istiyorum’ diyor. O mesaj seçilmişi sahiplenme, iradeyi sahiplenme meselesini görmek gerekir. 19 Mart’tan sonra bu süreçte 23’ünde de 104 yaşında nineler, gayri resmi bir sandığa, bir partinin gayri resmi seçimine iki büklüm niye gitsin? Seçtiğine sahip çıkıyor. Sandığa, Atatürk’ün emanetine. O açıdan ben yaşanan süreci fevkalade önemsiyorum. Ferdi Başkan yaşarken de yaptığı bir şeyi ölümüyle en üst noktaya çıkardı. Bu çok kıymetlidir. Bunun kıymetini bilmek lazım.”

“SORUŞTURMA, MANİSA’NIN SAVCILARINA EMANET”

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, Ferdi Zeyrek’in yaşamını yitirmesine yol açan ihmallerin ardından gözaltına alınan iki şüphelinin serbest bırakılmasıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi:

“Adalet Bakanımız, bugün sabah kendisi de taziye için aradı. Kapsamlı bir açıklama yaptı. Oradaki iki şüphelinin gözaltında olduğu söyleniyordu, adli kontrolle serbest bırakılmışlar. Biz bütün detaylarıyla, savcıların zaten Manisa’daki savcılar da Manisa’nın havasını koklayan, suyunu içen, Ferdi Başkan’ı tanıyan, bu şehrin Ferdi Başkan’a bağlılığını bilen savcılar, Manisa’nın savcıları onlar. Onların en iyi şekilde nerede ne hata, ne kusur varsa bulacağı, kim suçluysa cezalandıracağı bir süreci yürüteceklerine inanıyoruz. Onlara emanet. Biz takip ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanı’nın kapsamlı açıklamasından duyduğum memnuniyeti de Sayın Bakan’a ifade ettim. Takip ediyor olacağız. Soruşturma ilerledikçe tahmin ediyorum savcılık makamı gerekli açıklamaları yapacaktır. Onun dışında hani serbest bırakıldı, bırakılmadı, bir adli kontrol meselesi olduğunu biliyorum. Kim gözaltına alınmış, hangi şeyle alınmış onu da takip edemedim inanın ki. Her dakikamızı siz takip ediyorsunuz burada.”

“MUHALEFETE YÖNELİK BİR BASKI YAPTIĞI, ONA SALDIRI”

Genel Başkan Özel, Halk TV’nin Sahibi Cafer Mahiroğlu hakkında ihaleye fesat karıştırma iddialarıyla çıkarılan yakalama kararının sorulması üzerine şunları söyledi:

“Arkadaşlar şimdi şöyle bir şey söyleyeyim. Çok siyasi bir şey de söylemek istemem Manisa’da. Manisa’da elbette söyleyeceğiz. Bu taziye gününde söylemek istemem ama şöyle bir mesele. Aziz İhsan Aktaş diye bir suç örgütü lideri var. Öyle söyledi savcılık. Dedi ki ‘Bunun bir suç örgütü var, Aziz İhsan Aktaş’ın. Bu da başında.’ Bu kişiyi 70-80 gün içeride tuttular. Sonra işte iki günde beş sayfa ifade vermiş. İfadesini yazmışlar. İfadesinde ona kara çalmış, buna kara çalmış. Suç örgütü liderini serbest bıraktılar. Yani suç var, soruşturma varsa bir suç iddiası var. Suç ortada, suç örgütünün lideri burada, o hiç olmadığı iftiralar atıyor. O çıkıyor. İftira attıklarında soruşturma başlatıyorlar. Ben okuduğum, gördüğüm kadarıyla şöyle söylüyor Aziz İhsan Aktaş; ‘Şunu yaptım, şunu verdim, aldım, gördüm’ değil. İfadesi şöyle başlıyor; ‘Anladığım kadarıyla Cafer Mahiroğlu şöyle şöyle bir şey yapmış.’ ‘Anladığım kadarıyla’ diyor. Onun anladığı kadarıyla bir şey olmuş. Bunun üstünden yakalama kararı olacak iş değil. Burada mesele Cafer Mahiroğlu değil. Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu, işte muhalefetin sesini duyuran Cafer Mahiroğlu. Soruşturmaya karşı eleştirel yaklaşımları haberleştiren kanalın sahibi bu. Yani doğrudan susturmaya yönelik, halkın haber alma hakkına yönelik, Halk TV’ye yönelik, muhalefete yönelik bir baskı savcılığını yaptığı ve ona bir saldırı. Bunu Türkiye’deki insanların, savcının yaptıklarına eleştirileri duyma hakkına yapılan bir saldırı olarak görüyorum. Savcının ‘İkna edemedim’, daha doğrusu ‘Kanıt koyamadım. Millet bana inanmıyor. Kanıtlar veya iddialar, iftiralar da muhalif medyada hızla çürütülüyor. Dur şunları bir susturayım, sonra tekrar saldırayım’ yaklaşımı olarak görüyoruz. Buna millet izin vermez, geçit vermez. O açıdan Cafer Bey’e yapılan yakalama kararını, gazeteciliğin yakalanmaya ve susturulmaya çalışılması, halkın haber alma hakkının engellemeye çalışılması, savcının içinde bulunduğu ve kendini millete ifade edemediği, ‘Ya ne yapıyorsun sen üç aydır bir tane kanıt yok ve ne söylesen boş çıktı’yı susturma, bu sesleri susturma çabası olarak görüyorum.”

“ÜMİT EDİYORUM, HAK ETTİĞİ GİBİ BERAAT EDER”

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdoğan hakkındaki tutukluluğun devamı kararı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatlarının bilirkişi davası duruşmasına katılmamasının sorulması üzerine şunları söyledi:

“Şimdi Sayın Genel Başkan Ümit Özdağ’ın geçen davasında vardım. Bu davada da bulunmak istiyordum. Hatta bildirmiştim. Ama bu şartlardan dolayı, cenazeden dolayı katılamadık. Ancak tutukluluğun devamını asla kabul etmiyoruz. Olumlu baktığım; bir hafta sonraya duruşma günü verilmiş. Ümit ediyorum, hak ettiği gibi beraat eder. Ben savunmaya da şöyle bir göz gezdirdim. Zaten geçen seferki savunma da bir saat kadar süren, bütün iddiaları çürüten bir savunmaydı. Yine burada da bu davanın iddialarını çürüten çok kapsamlı bir savunma yapmış. Bir siyasi parti genel başkanının bir dakika gözaltında olması bile kabul edilebilir bir şey değildir. O yüzden de derhal serbest bırakılması lazım. Umut ediyorum gelecek hafta olur. Biz de taziyelerimizi bitirip, yarın ayrılıp, resmi programlarımıza başladıktan sonra planlayabilirsek ben de gelecek haftaki duruşmada bulunmak isterim. Dayanışma duygularımı Zafer Partisi’ne ifade ediyorum.”

“DEMEK Kİ KORKULACAK İŞ YAPIYORSUN”

“Ekrem Başkan’ın duruşmasının yer değiştirilmesi büyük bir saçmalık, büyük bir hukuksuzluk ve artık adeta savcının böyle deyim yerindeyse şımarıkça davranışları. Yani aylar önceden gün verilmiş, saat verilmiş. Verilirken iki tarafın avukatlarıyla konuşuluyor yeri, saati. Herkes plan, programını ona göre yapıyor. Bir gün kala duruşma yeri değiştiriliyor. Şu kadarını söyleyeyim. Bunun bir mahkeme kararıyla yapılması lazım. Bir karar alması lazım. Bu karara da itirazın mümkün olması lazım. Sırf itiraz edilen mahkeme bizi haklı görür diye. Çünkü öyle ya sen duruşmaya 12-16 saat kala olmadık bir yere duruşmayı alıyorsun. Belki çok haklı bir itiraz nedenin var. Kim verecek bu kararı? Bir itiraz edebileceğin mahkeme olması için bunun kararı olması lazım. Karar yerine tutanak tutmuşlar kendi aralarında. Yani ilkokulda sınıfta müsamere tarzında bir seçim yapacak olsanız ve bir sayım-mayım yapacak olsanız bundan daha ciddi yaparsınız. Taraflara bir sorarsınız, bir karar alırsanız itiraz edilebilir olması lazım. O zaman Akın Gürlek bir tutanakla duruşmayı Hakkari’ye alsın yarın sabah. Ve ondan sonra ben gidemeyeceğim, itiraz da edemeyeceğim. Böyle bir şey olmaz; Silivri’ye almak. Neden korkuyor? ‘Efendim bu Çağlayan’a 10 binler, gelir mi 100 binler gelir mi?’ Bu korkun varsa bir şeyi yanlış yapıyorsun. Duruşma dediğine taraflarla avukatları gelir. Böyle toplumun gelip de Çağlayan’ı basacağını düşünecek kadar korkuyorsan, demek ki korkulacak bir şey yapıyorsun. O yüzden hukuken savunulabilecek bir tarafı yok, teknik olarak da çok özürlü, kusurlu bir iş. Ekrem Başkan’ın avukatları da bunu görünür kılmak açısından çok doğru bir iş yapmışlar. Ben de bu hengâme içinde haberdar olmadım ama birkaç saat içinde karar almışlar, duruşmanın yeri değişmiş. Ekrem Başkan’ın avukatları da ‘Gitmeyeceğiz, Ekrem Bey katılmayacak duruşmaya’ demiş. Doğru karardır, biz de o kararın arkasındayız.”

“HAKSIZ YERE TUTUKLANDI”

Genel Başkan Özel, İstanbul ilçe belediyelerinde yapılan başkan vekili seçimleri kapsamına Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin AKP’ye geçmesinin sorulması üzerine ise şunları söyledi:

“Maalesef şöyle bir yanlış var. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı’na bir iddia var ve haksızca bir tutuklama yapıldı. İddia, bir kişiyle, o iftira atan Aziz İhsan Aktaş ‘Üç yerde bulundu’ diyor. Gerçek; o üç yer dakika dakika gösteriyor ki Öğretmenler Günü’nde o benzin istasyonuna 700 metre kala bir yere, kapalı pazar yeri açarken bir kilometre bu tarafa… Aynı bazdan çekiyor. Bazları çakışmış, o çakışan bazlara iftira atmış Aziz İhsan Aktaş. Arkadaşlar dakika dakika canlı yayınlarla ispatlıyorlar. “Biz o bazın çektiği dakika şu okulda öğretmenlerle birlikteydik, yayın yaptık, Twitter’a koyduk’ falan. Şimdi bu kişiye bir tutuklama var. Biz tutuklamaya itirazın bekliyoruz ki olumlu olsun geri gelsin. Tut ki bir ay sonra, 1,5 ay sonra yargılama sırasında çıkacak bunlar, dönüp gelecek. Gaziosmanpaşa iki sandık var, yani üç var da bu konu için iki ayrı sandık. Biri belediye başkanlığı; belediyeyi kimin yöneteceğine, diğeri belediye meclisini kimin denetleyeceğine karar veriyor. Şu anda belediye başkanı gitmedi ki sen içinden bir belediye başkanı seçermiş gibi bir şey yapıyorsun. Mesela siz çok iyi bir muhabirsiniz ama soruya da yansıdı, onlar öyle dediği için. ‘AK Parti’ye geçti.’ Belediye AK Parti’ye falan geçmedi. Belediye Başkanı CHP’li ve hala başkan. O yokken bir vekil seçilecek. Burada doğrusu AK Parti grubunun aday çıkarmayıp, ‘CHP grubu bir vekil seçsin’ demesi iken, sanki belediye başkanının cezası kesinleşmiş gitmiş, yeni bir belediye başkanı seçilecek. E o da belediye meclisinden seçilince, ‘Ben adayımı çıkarırım’ diyor. İşin bu tarafı daha anlaşılır belki. Belediye başkanı, seçilen başkan artık başkan değilken. Ama Gaziosmanpaşa diyor ki ‘Başkan Hakan.’ O hapisteyken, belki de iki gün sonra itiraz… İki günlüğüne yerine biri bakacak. Bu Hakan Bey’in partisinden biri olacak artık. Böyle yapılması gerekirdi. Yarın benzer örnek olsun, AK Partili bir belediye başkanına vekil seçilecek olsun bir görün bakalım Özgür Özel nasıl yapıyor? Ali Müfit Gürtuna diyor ki ‘Bizim çoğunluğumuz yoktu, muhalefetin desteğiyle ben göreve devam ettim. Doğrusu budur’ diyor, ‘Tayyip Bey’e gittikten sonra bize verdiler’ diyor. Ki orada Tayyip Bey’in belediye Başkanlığı gitmişti artık. Cezası kesinleşmişti. Burada Hakan’a vekil seçiyoruz. Hakan’ın vekili niye AK Partili olsun? Öyle olsa Hakan AK Partili olurdu. Hakan’ın vekilinin Hakan’ın o ana kadar yaptığı işleri sürdürecek biri olması lazım.”

“EN YANLIŞ İŞİ ERDOĞAN YAPMIŞ”

“Buradaki en kötü, en yanlış işi Sayın Erdoğan yapmış dün. Tebrik telefonu açmış ve kutluyor. Şimdi yargının da bu kadar baskı altında olduğu bir yerde, Hakan’ı yargılayan mahkemenin savcıları, Cumhurbaşkanı’nın efendim işte Gaziosmanpaşa’yı aldı diye kutladığı yerde Hakan’ı nasıl serbest bırakacaklar ve Hakan gelecek geriye, koltuğuna oturacak? Bu hatayı geçen sefer Yalova’da yaptı. Bakın Yalova seçimlerini önce kıl payı farkla kazandık. İptal etti. Açık farkla kazandık. Aynı İstanbul gibi. Bu sefer belediye başkanımızı bir iftirayla açığa aldılar. Yerine vekil atadılar. O vekilin elini kaldırdı Erdoğan, AK Parti grup toplantısında. Sonra 2-3 yıl bütün bilirkişi raporları belediye başkanı Vefa Salman’ın lehine geldi. Yeni bilirkişi raporu istediler üç sefer. Kararı geciktirip, geciktirip seçimi buldurdular. Seçimden sonra Vefa Salman’ın suçsuzluğu ortaya çıktı ama iş işten geçti. Üç sene orayı haksız yere yönettiler. Ama ne oldu? Yalovalılar da bu sefer daha büyük farkla yine CHP’yi seçti. Şimdi Erdoğan gibi bir siyasetçinin, kendi geçmişinde de bu tip işlerin olduğu bir siyasetçinin, geçmişin mağduru olan bir siyasetçinin, bugünün böyle zalimi ve bugün bu hataları yapmıyor olması lazım. Ne kendine faydası var, ne demokrasiye faydası var, ne Türkiye’ye faydası var. Olmaz. Bakın buradan canlı yayın altında söylüyorum. AK Partili bir belediye başkanının yerine vekil seçilecek olsun, aday çıkaran Özgür Özel namerttir. Çıkarmam. Çıkarmamak lazım. Belediye başkanlığı bittiyse başka bir şey. Ama bitince zaten her parti ne gerekiyorsa onu yapar. Bence kanun da yanlış zaten. Yani böyle olunca hemen 60 gün sonra soralım yine millete. Niye içeriden yapıyoruz, dışarıdan yapıyoruz bilmem ne? Ama bu vekili arayıp telefonla kutlamak yanlış olmuştur, mahkemeye baskı olmuştur. ‘Ben Gaziosmanpaşa’yı aldım, benden geri alma’ diyor hâkime yani. Hâkim belki yarın salacak Hakan’ı ki mutlaka salması gereken bir tablo var ortada. Yanlış yapmış Sayın Erdoğan. Ama yani bana sordular: ‘Gaziosmanpaşa’ya vekil seçilecek Hakan’a, AK Partili vekil olur mu?’ Dedim ‘Tenezzül meselesi.’ Ben olsam tenezzül etmezdim. Biz etmeyiz.”


CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL MANİSA’DA