16.05.2025
16.05.2025
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, “Cezaevleri ve Sağlık Sempozyumu”nda; “Sağlık Bakanlığı tarafından veriler gizlense ve paylaşılmasa da insan hakları kuruluşları tarafından hazırlanan raporlar, ceza ve tutukevlerinde tespit edilebildiği kadarıyla bin 413 hasta mahpus bulunduğunu ortaya koymaktadır. Durumu ağır olan hasta sayısı da 335, bunlardan 230’u hayatını tek başına devam ettiremeyecek, 110’u desteğe ihtiyaç duyar haldedir” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Cezaevleri ve Sağlık Sempozyumu”nun açılış konuşmasını yaptı.
Aksaz Şahbaz, Türkiye’nin en görünmeyen ama en yakıcı insan hakları krizlerinden birini konuşmak, tartışmak ve çözüm üretmek üzere bir araya geldiklerini söyleyerek “Cezaevlerinde yaşanan sağlık sorunları, yıllardır göz ardı edilen, konuşulmayan ama her geçen gün daha da derinleşen bir çöküşü gözler önüne sermektedir. Bizler, bu sessizliğe son vermek için buradayız” dedi.
“HEKİM MUAYENELERİ KELEPÇEYLE VE MAHREMİYETİ İHLAL EDEN KOŞULLARDA YAPILMAKTADIR”
Cezaevlerinin sadece özgürlüğün kısıtlandığı yerler değil, aynı zamanda devletin insan onurunu korumakla yükümlü olduğu kamu kurumları olduğuna dikkat çeken Aksaz Şahbaz, “Ancak bugün Türkiye’de cezaevleri, yaşam hakkının dahi tehdit altında olduğu alanlara dönüşmüş durumdadır. Hasta mahpuslar tedaviye ulaşamamakta, teşhis ve sevkler gecikmekte, hekim muayeneleri kelepçeyle ve mahremiyeti ihlal eden koşullarda yapılmaktadır. Durumu ağır olan mahpuslar dahi yatağa kelepçelenerek tedavi edilmektedir” diye konuştu.
“İNSAN HAKLARI KURULUŞLARINCA HAZIRLANAN RAPORLARDA CEZA VE TUTUKEVLERİNDE BİN 413 HASTA MAHPUS BULUNDUĞUNU ORTAYA KONULMAKTADIR”
Aksaz Şahbaz, Nisan 2025 verilerine göre, cezaevlerinde 300 bin olması gereken mevcudun 400 yüz binin üzerinde olduğunu hatırlatarak şunları kaydetti:
“Temiz suya erişimden beslenmeye, bulaşıcı hastalıklardan ruh sağlığına, ilaç temininden kronik hastalıkların takibine kadar birçok alanda cezaevlerinde yaşanan eksiklikler, yalnızca bireysel değil, toplumsal bir yaraya dönüşmektedir. 19 Mart darbesine karşı protestolarda polis şiddetiyle gözaltına alınan ve tutuklanan gençlerimizin maruz kaldığı koşullar bu krizi daha da görünür kılmaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından veriler gizlense ve paylaşılmasa da, insan hakları kuruluşları tarafından hazırlanan raporlar, ceza ve tutukevlerinde tespit edilebildiği kadarıyla bin 413 hasta mahpus bulunduğunu ortaya koymaktadır. Durumu ağır olan hasta sayısı da 335, bunlardan 230’u hayatını tek başına devam ettiremeyecek, 110’u desteğe ihtiyaç duyar haldedir. Kimi yatalak, kimi cezai ehliyeti bulunmamasına rağmen cezaevinde tutulmaya devam etmektedir. Kanser, kalp, felç ve ruhsal bozukluklar gibi ağır hastalıklarla mücadele eden insanlar, cezaevlerinde ölüme terk edilmiş durumdadır.”
“F TİPİ CEZAEVLERİNDE UYGULANAN AĞIR TECRİT HEM BEDEN HEM RUH SAĞLIĞINI ÇÖKERTMEKTEDİR”
Fiziki koşullarında bu krizi daha da derinleştirdiğini belirten Aksaz Şahbaz, “Kalabalık koğuşlar, hijyen eksikliği, yetersiz beslenme, ısınma ve sıcak suya erişim gibi temel sorunlar hastalıkların doğrudan nedenidir. F tipi cezaevlerinde uygulanan ağır tecrit ise hem beden hem ruh sağlığını çökertmektedir. Tüm bu koşullar, yalnızca hasta mahpusları değil, aynı zamanda sağlık emekçilerini, cezaevi personelini ve ailelerini de etkileyen bir yapısal çöküşü ifade etmektedir” dedi.
“CİNSEL YÖNELİMİ NEDENİYLE AYRIMCILIĞA UĞRAYAN BİREYLER SAĞLIK HİZMETLERİNDEN DAHİ MAHRUM KALMAKTADIR”
Aksaz Şahbaz, kadınlar, çocuklar, engelliler ve LGBTİ artı mahpuslar ise bu koşullar içinde çok daha ağır bir kırılganlıkla karşı karşıya olduğunu söyleyerek “Cezaevinde annesiyle kalan çocuklara özel beslenme sağlanmamakta, bu çocuklar da maalesef sağlıksız koşullarda yaşamak zorunda kalmaktadır. Engelli bireyler, mimari ve sosyal dışlanma ile baş başa bırakılmakta, cinsel yönelimi nedeniyle ayrımcılığa uğrayan bireyler sağlık hizmetlerinden dahi mahrum kalmaktadır” diye konuştu.
Türkiye’nin Avrupa Cezaevi Kuralları’na, Birleşmiş Milletler (BM) Asgari Standartlarına ve İstanbul Protokolü’ne taraf olduğuna dikkat çeken Aksaz Şahbaz, mevcut cezaevi politikalarının bu uluslararası yükümlülüklere açıkça aykırı olduğunu, adalet sisteminin cezaevinde hastalanan ya da hasta olduğu halde tahliye edilmeyen insanlara yaşam borcunu ödemediğini söyledi.
16.05.2025
16.05.2025
16.05.2025
16.05.2025