12.06.2025

Gamze Taşcıer: “Oyalıyorlar, Oyaladıkça Yoksullaştırıyorlar!”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Gamze Taşcıer, Kamu Çerçeve Protokolü görüşmelerine ilişkin sürecin iktidar kanadı tarafından bilinçli bir şekilde tıkandığını ve kamu işçilerinin açlıkla yüz yüze bırakıldığını ifade etti. Yazılı bir açıklama yayımlayan Taşcıer, 27 Şubat’tan bu yana süren Kamu Çerçeve Protokolü görüşmelerinde iktidarın kamu işçilerine yönelik hiçbir teklif sunmamasını bir oyalama ve yoksullaştırma stratejisi olarak değerlendirerek, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in IMF destekli ekonomik programıyla kamu emekçilerinin reel ücretlerinin sistematik biçimde baskıladığını, yoksulluk sınırının altında kalan maaşların milyonlarca işçiyi açlığa mahkûm ettiğini ifade etti. TÜİK verilerinde gıda harcamalarının azaldığını, barınma giderlerininse arttığına dikkati çeken CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, bu tabloyu “sömürü düzeni” olarak niteledi. Taşcıer, yazılı açıklamasında şunları ifade etti:

ÜÇ BUÇUK AYLIK SESSİZLİK SİYASİ TERCİHTİR

Kamu işçilerini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü görüşmeleri 27 Şubat’tan bu yana tek taraflı sürüyor. Kamu işçileri hâlâ bir önceki yılın ücretleriyle çalıştırılıyor. Zira aradan geçen üç buçuk aya rağmen, iktidar cephesinden işçilerin ekonomik ve sosyal haklarına dair hiçbir somut teklif masaya konulmamıştır.

Bu sessizlik organize bir oyalama stratejisidir. AKP, kamu işçisinin alın terini yok saymakta, zamanı tüketerek işçileri açlık sınırının biraz üstünde bir ücrete razı olmaya zorlayan bir çıkmaza sürüklemektedir.

Bakan Işıkhan “Bayramdan sonra” diyerek süreci geçiştirmeye çalışırken, AKP iktidarı, milyonlarca emekçiyi açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm etmekle kalmıyor; talepleri de görmezden gelerek toplu pazarlık hakkını fiilen askıya alıyor. Anayasal haklara yönelik açık bir siyasi gaspla karşı karşıyayız.

ÜCRETLİNİN LOKMASINA GÖZ DİKEREK ENFLASYON DÜŞÜRÜLEMEZ

Mehmet Şimşek’in "enflasyonla mücadele" adı altında yürüttüğü program, aslında emekçilerin ücretlerini baskılayarak halkı yoksullaştırma programıdır. İktidar, IMF'nin telkinleri doğrultusunda, kamu işçisinin ücretine yapılacak artışı bile uluslararası sermayeye endekslemektedir. IMF’nin 2025 için öngördüğü yüzde 31’lik enflasyon, aslında AKP’nin kamu işçisine reva gördüğü açlık sınırına yakın zam oranıdır.

Merkez Bankası’nın son enflasyon raporunda yer alan “reel ücret artışları ılımlı seyredecek” vurgusundaki "ılımlı" ifadesi de IMF programı doğrultusunda milyonlarca işçinin sofrasının küçüleceğinin, yoksulluğun derinleşeceğinin itirafıdır.

Zira Ocak 2025 itibariyle ortalama bir kamu işçisi maaşı 43.600 TL bandında iken, bugün yoksulluk sınırı 81.000 lirayı aşmış durumdadır. İktidarın bir türlü masaya getirmediği teklifle hedeflenen artış dolaysıyla işçiye ne nefes aldırır, ne de insanca yaşamayı mümkün kılar.

TENCEREDE ET, ÜSTÜNDE KAPAK YOK: BU BİR SEFALET REJİMİDİR

TÜİK verilerine göre en düşük gelir grubundaki yurttaşlar artık gıda harcaması yapamaz hale gelmiştir. Çünkü barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlar tüm bütçeyi yutmuş durumda.

Gıdaya yapılan harcama %30’a gerilerken, barınma giderleri %33’e çıktı.

Beslenme ihtiyacının artık lüks haline geldiği günümüzde, AKP “sabır” vaazlarıyla yoksulluğu yönetmeye çalışıyor. Karşımızda duran ekonomik kriz değildir. AKP’nin yarattığı sefalet rejimi ülkeyi tüketmektedir.

TÜRKİYE YOL AYRIMINDA

Türkiye’de şu an bir tercih yapılmaktadır: Ya IMF güdümünde ilerleyen ve emeği baskı altına alan Şimşek programı sürdürülecek ya da sosyal devlet anlayışıyla uyumlu, insanca yaşamaya yetecek ücret politikaları hayata geçirilecektir.

Bu tercih, ekonomiye yön verme meselesi olmanın ötesinde, kimden yana saf tutulacağının da açık göstergesidir.

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak emeğin, alın terinin ve toplumsal adaletin safındayız; emeği yücelten, halkı yoksulluğa değil onurlu yaşama taşıyacak bir düzen için, Emeğin Türkiyesi’ni kurmak için mücadele veriyoruz.