08.07.2025
08.07.2025
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu hakkında, 30 Ağustos 2024’te Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde teğmenlerin subay andı okuyarak kılıçlı yemin ettikleri için disipline sevk edilmesini eleştirdiği gerekçesiyle dava açıldı. “Askeri Ceza Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla açılan ve hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istenen Bağcıoğlu’nun yargılandığı davanın ilk duruşması bugün İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma 16 Eylül 2025 tarihine ertelendi.
CHP Genel Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu ile CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, duruşma sonrası İzmir Adliyesi önünde açıklama yaptı.
Birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz
CHP’li Murat Bakan yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Biz politikacıların olması gereken yer adliyeler değil. Biz politikacılar, milletvekilleri Parlamento’da, sahada, halkın yanında mücadele etmemiz lazım ama herhalde dışarıda harcadığımız vakit kadar adliyelerde harcıyoruz… İktidar tüm gücüyle, haksız hukuksuz yargılamalara devam ediyor. 39 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri’nin o şerefli üniformasını şerefle, onurla giymiş, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimleri ışığında hizmet etmiş çok değerli bir komutan Yankı Bağcıoğlu. Benim de MYK’da birlikte çalışmaktan onur duyduğum, Atatürkçülüğünden, ülkeye bağlılığından zerre kadar şüphemizin olmadığı bir insan… Bugün burada aynı ilke ve devrimlere bağlı beş tane gencimize -onlar da bizim onurumuz, biliyorsunuz ‘Mustafa Kemal Atatürk’ün askeriyiz’ dedikleri ve bunu söylemekte ısrar ettikleri için ordudan ihraç edilen beş gencimize- silah arkadaşlığı noktasında destek olduğu için onlarla ilgili basın açıklamasına, kapalı WhatsApp grubunda destek mesajı attığı için, basın açıklamasına davet ettiği için burada yargılanıyor. Normal bir demokraside, demokrasinin normal işlediği ülkede, bundan dolayı kimseye ne soruşturma açılır ne dava açılır… Ama ne yazık ki içinde bulunduğumuz koşullar, normal bir demokraside, ağır aksak işleyen bir demokraside de değil, herhangi bir demokraside olmayacak işler oluyor. Az önce ilk duruşmasına girdik. Biz hala bu ülkede vicdanlı hakimlerin, savcıların olduğuna inanıyoruz. Bu yargılamayı bugün yapan, bu duruşmaya gelen hakim ve savcılardan da beklentimiz; adaletin tecelli etmesi ve beraat etmesi. Duruşma 16 Eylül’e ertelendi. Biz hem beş teğmenimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mensup her birey öncelikle Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri olmak zorunda, onun ilke ve devrimlerini benimsemek zorunda. Bu bir ihraç sebebi değil, bu bir şeref madalyasıdır. Hem onların yanında olmaya devam edeceğiz… Hem de onların hem bir emekli asker olarak hem de onların yanında duran -ki o daveti emekli asker sıfatıyla yaptı, bir politikacı olarak değil- aynı zamanda da bir politikacı olarak Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının, astsubayların tazminat problemini, uzman çavuşların, emekli binbaşıların Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının özlük haklarıyla ilgili, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütün problemleri ile ilgili çalışan, mücadele eden bir arkadaşımız Yankı Bağcıoğlu, onun yanında olmaya, onunla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Benim tek üzüntüm; bu değerli insanların başına gelen bu mağduriyetler…
Kendisine desteğe gelen herkese teşekkür eden Yankı Bağcıoğlu ise, şu şekilde konuştu: “Sayın Murat Bakan’ın belirttiği gibi bizim görev alanımız kesişiyor ama ikimizin de ortak gayretlerimiz; nasıl emekli astsubaylarımızın tazminat sorunlarını, emekli binbaşılarımızın açlık sınırında maaş aldıklarını, uzman erbaş ve sözleşmeli erlerin kanunla tanınmış istihdam haklarının verilmemesi, askeri sağlık sisteminin kaldırılması nedeniyle askeri personelin yaşadığı zafiyetleri, ordu yardımlaşma grubunun askeri personelin yıllardır birikimlerine gerekli dönüşü yapmaması, şehit aileleri gazilerimizin açlık sınırında yaşaması gibi sorunlara yönelik nasıl gayret gösteriyorsak, nasıl haklarını savunuyorsak Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri olduklarını ifade eden hiçbir hukuk dışı oluşum içinde olmayan teğmenlerimizin de haklarını savunmaya devam edeceğiz. Bu teğmenlerimiz ki Ordu’dan ihraç edilmeye müteakip avukatlarının düğününe bile giremediler orduevine, yasaklı personel oldukları için… Bu arkadaşlarımıza, bu teğmenlerimize haysiyetsizce saldıran sosyal medya rolleri, adil yargılamayı etkileyen basın mensupları, ölümle tehdit eden cinayet şüphelisi hakkında hiçbir işlem yok, düşünün bu teğmenler ordu evine alınmıyorlar, bir düğüne! Siviller de girebilir biliyorsunuz -davetli listesinde oldukları takdirde- ordu evine bile kabul edilmediler. Bu kabul edilemez! Bizim ortak savaşımız, ortak gayretimiz bu yönde. Bu arkadaşlığımızı desteklemeye devam edeceğiz. Benim bu süreçte tek üzüntüm şu; beş tane teğmenimizin bana göre, Murat Bakan’a göre, hepimize göre, Türk milletine göre yüzde seksenine göre adaletsiz bir süreç sonunda ihraç etmeleri. Bunun yanından idareci personeli ihraç edilmesi, iki tane generalin çok tecrübeli bilgili, -son yaşanan olaylarda da bilgi ve tecrübeye ne kadar ihtiyaç olduğunu görüyoruz- bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dışında bırakmaları… Bir savcımızın Mustafa Kemal’in askerlerine destek verdiği için 1200 küsur kilometre öteye tayin edilmesi… Benim tek üzüntüm; bu değerli insanların başına gelen bu mağduriyetler… Devam ediyor yürütmeyi durdurmadan sonraki itiraz süreçleri… Umarım bunlar bir şekilde hukukun üstünlüğüyle sonuçlanır ve adalet tecelli eder.”
Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün belirttiği gibi ‘Mesuliyet yükü her şeyden ağırdır, hatta ölümden bile’
Bağcıoğlu Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde bir mağarada metan gazından olayı şehit olan 12 asker ile de şunları söyledi: “Cumartesi günü silah arkadaşlarını yabancı topraklarda bırakmayıp Türk yurdunda defnedilmesini sağlamak üzere kahramanca bir mağarada arama faaliyeti yapan, kahraman askerlerimizin, metan gazı etkisi ile 12 şehit verdiğimizi, bu acının yüreğimizi parçaladığını bütün Türk milleti olarak takip ediyoruz, bu acı hâlâ içimizde taze. Burada askerlerimizin kahramanlığı gerçekten önemli bir hadise ama bu kahramanlığı taçlandıracak olan şey; onların bize haklarını helal etmesi için –çünkü bizim onlara bir hakkımız yok- bu sürecin çok net bir şekilde idari ve adli tahkikat da sonuçlandırılması ne ihmali varsa -ki sosyal medyadaki veya basındaki uzmanlar değerlendirmelerde bu konuda bir ihmal olduğunu, ihmaller zinciri olduğunu belirtiyorlar- bunların ortaya çıkarılmasını ve ihmali bulunanlar hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını talep ediyorlar. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak Sayın Genel Başkanın da belirttiği gibi cenazelerin defnedilmesini müteakip Meclis’teki vekillerimiz tarafından Meclis’teki süreç başlatılacak araştırma komisyonu, soru önergesi gibi mekanizmalar işletilecek. Ben sadece şunu hatırlatıyorum; Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün belirttiği gibi ‘Mesuliyet yükü her şeyden ağırdır, hatta ölümden bile.’ Dolayısıyla bu evlatlarımızın mesuliyeti verilen makamların bu konuda gerekli adımları atıp, gerekli sonuçlara ulaşmasını ivedilikle bekliyoruz.”
08.07.2025
08.07.2025
08.07.2025
08.07.2025